Ansızın dalarım yalnızlığa
Neler yok ki karanlıkta! !
Hele karanlığın ardındaki ışıkta
Onları seyreylerim hayretle.
Çocuklar ne kadar sevinçli
Yaşadıkları günden bihaberler
Koşuyorlar pervazsızca deli-dolu
Yağmurlar içinden ıslandım geldim
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim
Devamını Oku
Bir kuru değneye yaslandım geldim
Sıcacık çorbana muhtacım inan
Ölümlerden geçtim uslandım geldim
Üşüdü ellerim üşüdü kalbim
Bizim düşlerimiz vardı,
Çocukluğumuzun evcilik oyunlarında kalan.
Çiçekli basmadan perdeli evlerimiz,
Taze kavrulmuş leblebilerden, nohut yemeğimiz,
Sokak çeşmesinin tatlı suyundan çorbalarımız,
Elma şekerlerimiz, leblebi tozlarımız...
Bir de, küçük kadın yüreklerimizi,
Telli plastik arabalarıyla çiğneyen
Afacan kocalarımız...
Mahsuscuktan komşular,
Mahsuscuktan kocalar,
Mahsuscuktan çocuklar,
Mahsuscuktan bir dünya...
Neolurdu ki hep o dünyada kalabilseydik...beni nerelere götürdün offf...
Tebrikler...Yüksel Özbek
Sevgiler...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta