Çocuklar Huzurunda Şiiri - Mehmet Şerif ...

Mehmet Şerif Ekici
153

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Çocuklar Huzurunda

Yeni iklimlerle giriyoruz yaza
söylenmesi gereken yeni şeyler var yazda
yürünmesi gereken bir gece
gecenin dostlarca yorumlanmasına benzer bir avuntu

aşkın yıllanabilme özelliğine dair bir avuntum var benim
o avuntuyla kuruttuğum yürek coğrafyasını
elit bir kentin dilencisi gibi davranmakla
suçsuzluğumu ıspatladım
görmez âmâ yargıçlara
yine de bir tiyatro sahnesini çağrıştıran sosyal evrenimle
mutlu bir yaşam vâad edebilirdim geriye kalanlara
oysa gittiği ölüm kavşağıydı bana
vardığın yer eski bir duyarlıklar şehriydi mesela
bundandı yeni iklimlerle girmem yaza
anlasana!

susulur
susmak kolay
sevdadandır konuşmamak aşıkla
sususyorum ve biliyorum konuşmak
-aşksızlık pahasına-
sevgiyi suç gibi isnad etmektir doğaya

Çocuklar: sevgiyi erteleyebilen toprağa
dayanamıyor mu hicran sıcağına

sakinleri tarafından sevilen bir dünya
küreliği bilindiği kadar küre
yeşili bilindiği kadar
bütün renkleri her türlü vuslata hazır
oluşuyla
sevgi dünyadır sevgilim
bu dünyadan çeken beni
o büyülü atışma
dünyaya ve çocuklara yenik eden bir anda
devamından yoksun bırakılan bendim
ayakları tutmazken yeri
her geçişi merasim olan bendim
ve bütün bilgelerden arta kalan diz çürümelerini
ben satın aldım
onlar koştukça erdem bahçelerinde
çolak olmaya elbet
devam edeceğim
ben görenim sadece
güzellikten oluşuk bir bostan
bir çiçek tarlası önemseyebileceğim ancak
sarmaşıklı duvarın gölgesinde olmalı
gittiğim oturmalar
beni sevgisiyle sarmalı ki o çiçekten duvar
sevdaya dair bir iz bulunsun içinde
sana dair bir giz bulunsun içinde
yoksa aşkımızın teorisini yapan tarih
yanılacaktır mekan önünde
ve gittiği her yerde yalancı
geçtiği her nüshada utangaç
çekingen bir çil kalacak yüzünde

uzun serüvenlerin taşkınlığıyla konuşuyorum
sevda direncinde değil bu taşkınlık
etim kopuldu çünkü
çekildi duygularım
çarmıha giren
yağlanan
övülene nisbet
evren içinde bir aşktan ibarettir bedenim
çarmıhla beliren miladı kabul etmedim
yeter! ... yönelin bana artık,aldattım sizi
bengisu klavuzu değilim ben
ölüm ateşinden bir başka sevda
nefeslerden ölüm beğeniyorum asiya,dan sonra

Çocuklar: ateşinden mi dışladın tarihi
kül olsana madem mansur gibi

küçüktür
küçüklük gibi dünya
sürüdürdü kendi izini
bir denizde aşık olan
haritasız sevdi iz sürmeleri
yeni yetme develerinin körpe hörgüçlerine yükledi sevdayı
böyle buyurmuştu ortadoğu yüreği

sığ toplumların
sığ bilginlerin bu birikinti gibi deryalarında
soyut iğdelerdi her mevsim burnumuzda kokan
taptığım ey bitki
taptığım ey doğa
soyumu öğrenmek için şecere istemedim
ki ömrümden asalet koparan
şecerem neyse ne
sevgilidir gidişi kıyamet olan bütün kitaplarda
bütün tapınaklarda ona tapınılan
oysa bu kentin mabedi bir izbe ki
bilmeni isterdim senin ey makeda
mesafenin içler acısı sancısını
yürek parçalayan sevdasını gidenin
güç yoktur
kıyam yoktur
zahir: bir tuhaf eylemdir aşkta
batıl: odur aşikar olan şol meyanda

Çocuklar: saklı olandan mı beslaniyor gerçek
gerçek,bir hücreler yıpranması olmasa gerek

aşınmış yüreklerle girdiğimiz mahkeme salonlarından
sonsuz ve sonuçsuz gözyaşlarıyla avukatlandık
geçtiğimiz bunca süreç
bunca sevda ikliminde
büyümesi için suya ihtiyaç duymayan karanfillerden uzak
sembole düşman gerçekçiliğimizle geçtik
son gençliğe doğru uzanan kaldırımlara
o kaldırımlar sonsuza gider ve
o kaldırımlarda ismin üstüne ahd ettik
sana ancak bildiğimizi bildirmeye

yılların derin karanlığındaki soğuğu
bilmen gerek örneğin
tüm buketlerin karışık renklerinde
sana dair bir ton vardır hâlâ bilmen gerek
bilmen gereken daha başka şeyler de var
örneğin varoluşun porphyre üzre şüphesini
gözlerinin
sonbahar ile tarih arasındaki ilişkisini
dev rasathanelerin ayaklarımıza bakan kulelerini
anlayabilmen için
mercek fiziğini hiç olmazsa
bilmen gerek

gönülden gerçeğe açılan kanlı pencere vardır
o pencereden bakabilmen için gereken tevellüte
varmadan....gözlerimiz yorulmuştu bakmaktan
olanlar olmuştu artık ne çare
ölüm bekleyişini erdem sayan sebat
başımızda
kalmıştı

cismin kitaba dönük pratiğinde
hasta birşeyler var,hayır, desek de
hayatı şimdiye indirgeyen zorunluluklardan sıkıntılı
gelecek,fantazisini beride süsleyen
son gençliğini yaşayan ergenler misali dünya
önümde yeşeren çiçekleri koparmamak için
bir tanzimat daha gerekiyor yaşamıma
o da olmazsa bahanem kalmayacak artık
sevdiğimin aşktan öte dudaklarını
vermemem için cellada

Çocuklar: iki kavle kadar arınıp gidecek sonsuza doğru
üç kavle kalmaz arayan bulamayacak onu

fani benim bâki odur bilirim ben ey çocuk!
sevda külü bu beden
bilgiyi seven o ruhu örten

bilirim ben ey çocuk!
kabulümdür kâl-û belâdan beri
o büyüktür ki kasırlar köşkler içinde
camlar dizili önünde bengisu bahçesinde
o pınardan bir tas su içirir
her kim onu severse
bengisu köpeği ki bir tas su peşinde
o zâtımdır işte bekleyen
kasr kapısının önünde

bekleye
bekleye
bir medeniyet oluştu ki göğsümde
uyumayı öğrendim kapıların önünde
ama üst üste dizilmiş duvarlar
konulmuş ayrılık mabetleri
çağdaş cellatlıklar
korkak kahramanlar
gelip girerler medeniyetime

ben susuzluğa dayansam bile
susuzluğumun masal gizemi sebeplerine
kendi ütopyalarını koyup
boşa çalarlar hep
öyle ki en acısı ey çocuk!
yıkılır medeniyet göğsümdeki
ve yıkılır bir ömrün kendi halindeki
çağını aşan
göğüsten içre uygarlığı

kendiliğinden sürüp giderken özdeğin yapı çağrışımları
düşüncelerde
suçsuz madde,yargısına götüren serüvenle
değil bir medeniyeti
koca bir birikimi katlediyoruz
ve bayır çiçeklerinin meltemi vuruyor
yüreğimizdeki geçmişi
dinginliğini almış,bitmiş
bir akşama doğru sürdüğümüz
bu bedbahtlık
sevgilinin sonunu getirmiyorsa
sevgiliden kasıt dünyadır ey çocuk!
çünkü gözleri güle bakarken ismi konuldu realitenin
matbaalar kuruldu,düzenler değişti
savaşlar kazanıldı
kitaplar yazıldı,mürekkepler döküldü
tarihlere not düşüldü
medeniyetler kuruldu
medeniyetler yıkıldı
ölüm güzeldi güle rağmen
sevgiliden kasıt dünyadır,dedim
o dünyayla karşılaşınca bu bedenin yüzü
kâinata konulmuş buse gibi olacaktı
gözleri güle bakarken

Çocuklar: gözlerini güle değdir
gözleri gül üstündedir

yeşiller umut taşırken doğaya
bekledik
onlardan
onlardan bir fısıltı
ve kötü başlangıçlar hislendik
ki yağmur beklenirdi sevdaya dairse
tılsımı olan her şey beklenirdi
yaşama dair yokoluşlardan
ama biz sevda bekledik
sevda,sevda
oysa sevda
eskilerin lüksü
yeninin boşunalığı...

iç içe geçmiş duygularla örtülü
gökyüzü
ne küremize ne de bize nisbet
kendi yalnızlığını paylaşıncaya dek
sonsuzluğa tanım veren
ebediyyeti çağrıştıran o gök
karışık duygu buharlarıyla
başlarımızın üstünde
öylece gözükecek
içindekilerle bir garip yerde duran dünya
gökyüzüne sevdalar ve paylaşımlar uçurdukça
her gün
her gün
bir kıyamet gelecek

Çocuklar: kıyametini koparan usta
konuştun mu ki toprakla bu hususta?

bir küçük dünya gözükmeye başlıyor öteden
bir küçük dünya görünüp kayboluyor her gece
ölüm müdür o,sevgili mi,sevda mı?
tuhaf bilincimin kör kavşağı hey seni!
yanıp sönen umudum gibi
gözükmeye başlayan öteden:sen
pastanaler taşkını konuşmalardan arınıksın
bir rüyayla beliren ölüm dendiğinde
ötelerden gelen çağrışımla
yorumlanır artık her şey
sinema salonlarındaki sahte aydınlık gibi
yorumlanıyor
sevdanın şahıslara delilik sunduğu gerçeği.
doğruysa eğer o şahsın gökyüzüne uçtuğu
iman edeceğim sana ey çılgınlık pınarı
iman edecek ve susacağım inzivamda
çünkü o dünya görünüp kayboluyor her gece
yorumunun yorgunuyum kitaplar boyunca defterler boyunca
gözüküp gidiyor,gözüküp susuyor benle beraber
ah! senden sonra beliren milat
ömrüme teknoloji ve gerçek sunan
sanalken beliren belirirken kandıran

seviyorum oysa o görüntüyü
göğsümde,saframda hissediyorum onu
korku bitiştir,korkmuyorum
deryalar üstüne uçmuşum gayrı
ama bir küçük dünya gözükmeye başlıyor öteden
o dünya görünüp kayboluyor her gece
ölüm müdür o, sevgili mi, sevda mı?
tuhaf bilincimin kör kavşağı hey seni!

ölümdür derim o,yanıp sönen ötemde
sonsuzca gün
sonsuzca gece

Çocuklar: yanıp söner hep gider
sevgili biter gül biter

Ahh! Çocuklar çocuklar söyler
Çocuklar! sizi kim bekler...?

(1994-1996 Burdur)

Mehmet Şerif Ekici
Kayıt Tarihi : 4.5.2012 15:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi

    Değerli görül dostu.Şiir çok uzun benim gözüme göre.Sıkıl-
    madan okudum. çok derin duygu ve iletiler var.Tam puan kutluyorum. Sağılıklı gelecekler dilerim.saygılarımla.GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ

    Cevap Yaz
  • Necmettin Çakır
    Necmettin Çakır

    Başarılarının devammı dileklerimle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Mehmet Şerif Ekici