Çocuk Tiyatrosu 11 Ah andım Der misin (Ç ...

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Çocuk Tiyatrosu 11 Ah andım Der misin (Çocuj Oyunu)

11. Çocuk Oyunu
“AH, YANDIM” DER MİSİN,
AYŞEM’İ FATMAM’I YER MİSİN?
Yazan: Fev

OYUNUN KİŞİLERİ:
Palyaçolar
Koyun Anne
Ayşecik Kuzu
Fatmacık Kuzu
Kurt
Avcı

DEKOR: Sahnenin bir bölümü Koyun Anne ile yavrularının yuvasıdır. Şeffaf bir şekilde bölünmüş olan koridor gibi küçük bir bölüm daha vardır. Sözüm ona kırdan bir bölümdür burası. Koyungillerin yuvasına oradan girilir. Bu küçük bölümde bir de yapay söğüt ağacı yer alır.

1
PALYAÇOLAR

PALYAÇOLAR: (Şarkı söyleyip dans ederek sahnenin içini dolaşır, sonra çıkar giderler.)
Bugün bir masalımız var
Size çocuklar…
Vaktiyle zamanında
Bir anne koyun ile
İki kuzucuğu varmış
Bunlar ıssız bir dağın
Başında yaşarmış.

Çok mutluymuş anne koyun
İle kuzucukları
Ah, rahatsız etmeseymiş
Hain kurt da onları…

Bu dünyada iyilere
Hiç rahat yok mu çocuklar
Koyun ile kuzulara
Yaşamak çok mu çocuklar?

Neler neler bekliyormuş
Bakalım şimdi onları
İyi olur mu dersiniz
Acep bunların sonları? ...

2
KOYUN ANNE – AYŞECİK KUZU – FATMACIK KUZU

KOYUN ANNE: (Telaşla sahneye girer, sağına soluna bakınarak bağırır) Ayşecik! Fatmacık! Neredesiniz yavrularııım? ..
AYŞECİK KUZU: (Koşarak girer...) Meee… Meee… Buradayım anne. Kapının önünde oyun oynuyorduk.
FATMACIK KUZU: (Koşarak girer...) Meee… Meee… Ben de buradayım anne…
KOYUN ANNE: Ben size benden izinsiz dışarıya çıkmayın demiyor muyum yavrularım?
AYŞECİK KUZU: Diyorsun ama hep içerde kalırsak da canımız sıkılıyor.
FATMACIK KUZU: Açık alanda oyun oynamak istiyoruz…
KOYUN ANNE: Tamam kuzucuklarım. Oyun da oynarsınız. Ama benim gözetimim altında… Yalnız kalırsanız sizi ne tehlikeler bekliyor, biliyor musunuz?
AYŞECİK KUZU: Biliyoruz anne. Hain kurt gelebilir.
FATMACIK KUZU: Gelip bizi yutabilir.
KOYUN ANNE: Yaaa. Bak, ne güzel biliyorsunuz bunları…
AYŞECİK KUZU: Benim karnım acıktı anne.
FATMACIK KUZU: Benim de, benim de…
KOYUN ANNE: Biliyorum acıktığınızı kuzucuklarım. Az daha sabırlı olun. Ben de zaten şimdi dışarı çıkıyordum. Size yiyecek getirecektim.
AYŞECİK KUZU: Çok yiyecek getir, olur mu anne… Ben taptaze otlar istiyorum.
KOYUN ANNE: Tamam kuzucuklarım, taptaze otlar getireceğim size.
AYŞECİK KUZU: Meee… Yaşasın taze otlar!
FATMACIK KUZU: Ben papatya istiyorum anne!
KOYUN ANNE: Seni yaramaz seni! Çiçekler kırların süsüdür.Size çiçek yemeyin demedim mi ben?
FATMACIK KUZU: Çiçeği yemek için istemiyorum ki anne…
KOYUN ANNE: Ya ne için istiyorsun? ...
FATMACIK KUZU: Ona sana verecektim. Seni çok sevdiğimi göstermek için…
KOYUN ANNE: Canım kuzum benim! Hay çok yaşayasın sen! Peki, size birer demet de papatya getiririm. Şimdiii… Ben gidince kapıyı arkadan iyice kapatın. Tamam mı?
AYŞECİK KUZU: Tamam anne.
FATMACIK KUZU: Tamam anne.
KOYUN ANNE: Aman ha yavrularım, sakın ben yokken kapıyı kimseye açmayın.
AYŞECİK KUZU: Açmayız anne.
FATMACIK KUZU: Açmayız.
KOYUN ANNE: Kapı vurulunca, kim o? .. diye sorun.
AYŞECİK KUZU: Sorarız.
FATMACIK KUZU: Kapı vurulunca kimsin sen diye sorarız anne.
KOYUN ANNE: Aferin size. Sadece benim sesimi duyarsanız açarsınız kapıyı… Oldu mu?
AYŞECİK KUZU: Oldu…
FATMACIK KUZU: Oldu anne…
KOYUN ANNE: Haydi, şimdi hoşça kalın…
AYŞECİK KUZU: Güle güle anne…
FATMACIK KUZU: Anneciğim güle güle…
KOYUN ANNE (Kapıyı kapatıp çıkar)

3
PALYAÇOLAR - HAİN KURT

PALYAÇOLAR: (Dans ederek girer, sonra çıkarlar.)
Palyaçolar da masallar
Anlatırlar çocuklar
Şimdi size bizim de
Anlatacaklarımız var.

Kurdun biri yemeye
Karar vermiş kuzuyu
Ama bahane gerek
Su içerken minik kuzu
Kurt yeni yiyeceğim der.

Kuzu sorar: Ama neden?
Kurt cevap verir ona
Suyumu bulandırdın
Kuzu savunur kendini:

Ama ben aşağıdayım
Sen yukarılardasın
Bu durumda bir kuzu
Suya nasıl bulandırsın.

Orasını bilmem der kurt
Sana son diyeceğim şu:
Seni yemeye karar verdim
Bulanmış olmasa da su.

HAİN KURT: (Ellerini oğuşturarak küçük bölüme girer/Kendi kendine) Heh heh heh… Koyun Anne yavrularını evde bırakıp gitti. Onları yalayıp yutmanın tam zamanıdır. (Kapının önünde durur) Şimdi ben bu kapıya tok tok tok vuracağım. İçeriden, kim o? diye soracaklar. Anneleri, muhakkak tembih etmiştir onlara. Kapıyı benden başkasına açmayın diye. Ama ben kapıyı açatırmayı bilirim o kuzucuklara. (Kapıya tok tok vurur)

4
PALYAÇOLAR – AYŞECİK KUZU – FATMACIK KUZU

PALYAÇOLAR ŞARKI SÖYLEYİP DANS EDEREK GİRER; ŞARKI SÖYLEYEREK ÇIKARLAR.

PALYAÇOLAR:
Korkunun faydası yok
Ne korkun, ne de kaçın
Sizi sindirenlere
Sizler de savaş açın.

Bana değmeyen yılan
Bin yaşasın demeyesin
Karşı çıkmazsan kötüye
Bırak kurt seni de yesin.

Korkmazsan düşman anlamaz
Yediği tokat nerdendir
Korkarsanız yeriniz
Karanlık bir midedir.

Bana değmeyen yılan
Bin yaşasın demeyesin
Karşı çıkmazsan kötüye
Bırak kurt seni de yesin.

AYŞECİK KUZU: (Korkuyla Fatmacık’a bakar) Duydun mu Fatmacık.
FATMACIK KUZU: (Korkuyla Ayşecik’e bakar) Duydum Ayşecik.
AYŞECİK KUZU: Kapı tok tok vuruldu.
FATMACIK KUZU: Evet…
AYŞECİK KUZU: Gelen kim acaba?
FATMACIK KUZU: Herhalde annemdir.
AYŞECİK KUZU: Hayır, annem bu kadar çabuk dönmüş olamaz.
FATMACIK KUZU: Öyleyse kim?
AYŞECİK KUZU: Hain kurt mu yoksa?
FATMACIK KUZU: (Korkuyla ağlar) Anneee!
AYŞECİK KUZU: Dur canım hemen ağlama. Belki de o değildir.
FATMACIK KUZU: Belki de odur.
AYŞECİK KUZU: Anneeee…
FATMACIK KUZU: Ağlama ağlama Ayşecik. Dur, şimdi anlarız. Kimdir o kapıya vuran?
AYŞECİK KUZU: Kimdir kapıya vuran?
HAİN KURT: (Koyun Annenin sesini taklit eder) Benim yavrularım… Size yiyecek getirdim.
FATMACIK KUZU: Yaşasın, annem!
AYŞECİK KUZU: Haydi kapıyı açalım…
FATMACIK KUZU: Açalım.

5
PALYAÇOLAR – AYŞECİK KUZU – FATMACIK – KUZU HAİN KURT

PALYAÇOLAR:
Hayat oyunlara dolu
Bu oyunlara kanmayın
Akıllı olun, önlem alın
Herkesi anne sanmayın.

Annenin kokusu var
Sesi bir başka çıkar
Bunu kimse anlamaz
Ama çocuklar anlar.

Kurttan anne olur mu
Dikkat etmezsen kanarsın
Aman güzel kuzucuklar
Aldanırsan yanarsın

AYŞECİK KUZU: (Kapıyı açar) Ne kadar çabuk döndün anne… (Karşısında Kurdu bulunca) Aaa!
HAİN KURT: Çabuk mu döndüm? Geç bile kaldım. Hırrr.
FATMACIK KUZU: Annneee… Annem değil bu.
AYŞECİK KUZU: Bu Kurt… Hain kurt bu!
FATMACIK KUZU: (Tir tit titreyerek) Şimdi ne yapacaksın bize Hain Kurt?
HAİN KURT: Bir lokmada yalayıp yutacağım kuzucuklar.
AYŞECİK KUZU: Hayır hayır! Yapmayın bunu…
FATMACIK KUZU: Yapmayın, lütfen yapmayın…
HAİN KURT: (Kahkahayla güler) Korkmayın canım… Kötü bir şey yapacak değilim. Sadece yutacağım sizi…
AYŞECİK KUZU: Anneee…
FATMACIK KUZU: Anneee…

IŞIKLAR KARARIR.

HAİN KURT: (Karanlıkta) Önce birinizi ham hum ham edeceğiiim …
AYŞECİK KUZU: (Karanlıkta) Anneciğim anneciğim anneciğim. İmdaaat, kurtar bizi anneciğim… (Sesi giderek kısılır) …
HAİN KURT: Sonra da ikincinizi yutacağım. Ham hum ham…
FATMACIK KUZU: (Karanlıkta) Anneciğim anneciğim anneciğim. Bu hair kurut yutuyor bizi. Gel kurtar bizi… (Sesi giderek kısılır) …
HAİN KURT: İşte böyle… Yuttum bile... Midemin içi biraz karanlıktır ama korkmayın. Orada birbirinize masal anlatırsınız… (Kahkahayla güler.) Hah hah hah! ...

IŞIKLAR YANAR.

HAİN KURT: (Karnı küp gibi şişmiştir. Kendi kendine) Burada işim bitti. Biri gelmeden hemen tüymeli. (Kapıyı açır, karnını sıvazlayarak aceleyle çıkar.)

6
AVCI – SERÇECİK

AVCI: (Omzunda tüfeğiyle sahnenin dar bölümüne girer./Kendi kendine) Sürümdeki koyunlarımı, kuzularımı parçalayan o hain kurdu nasıl bulabilirim acaba?
SERÇECİK: Cik cik ciiik…
AVCI: O haini bulup anasından doğduğuna pişman etmeliyim… İ
SERÇECİK: Aaaayyyyy, ciiiik…
AVCI: Ayak izlerine bakarsan buralara bir yerlere gelmiş olmalı. Acaba nereye saklandı. Hey, oradaki!
SERÇECİK: Bana mı söylüyorsun?
AVCI: Evet, sana…
SERÇECİK: Efendim… Cik ciiik …
AVCI: Sen serçe kuşu değil misin?
SERÇECİK: Evet, ta kendisi. Bana derler Serçecik. Cik cik ciiik…
AVCI: Söyler misin Serçecik… Buralarda bir kurt gördün mü?
SERÇECİK: Ben buraya daha yeni geldim Avcı amca. İnan kimseyi görmedim. AVCI: AVCI: Görmedin ha!
SERÇECİK: Görmedim… Görsem söylemez miyim?
AVCI: Hımmm…
AVCI: Hımmm mı? Ay, kurdu bulamayınca beni avlamayacaksın değil mi Avcı amca?
AVCI: Yok, avlamayacağım canım. Benim derdim hain kurtla.
SERÇECİK: Ne olur beni avlama. Baksana, sakız kadar canım var. Dişinin kovuğuna bile yetmem.
AVCI: Amma geveze bir kuşsun sen ha! Seni avlayamayacağım dedim ya… Çok korkuyorsan uçar gidersin buradan.
SERÇECİK: Tamam… Gidiyorum… Cik cik cik… Arkamdan ateş etme sakın.
AVCI (Güler) Etmem etmem korkma. Kuş da olsa, arkadan vurmam ben kimseyi.
SERÇECİK: Peki… Teşekkür ederim. Gidiyorum. Pır pır pır… Cik cik cik… Pır pır pır… (Kanatlarını açıp kapatarak sahneden çıkar.)

7.
AVCI – SÖĞÜT AĞACI – PALYAÇOLAR

AVCI: (Oradaki söğüt ağacına döner) Sen gördün mu hain kurdu söğüt ağacı?
SÖĞÜT AĞACI: (Dallarını öne arkaya sallar.) …
AVCI: Sana söylüyorum. Beni duyuyor musun?
SÖĞÜT AĞACI (Dallarını öne arkaya sallar.) …
AVCI: Duymuyor musun?
SÖĞÜT AĞACI: Duyuyorum.
AVCI: Neden yanıt vermiyorsun?
SÖĞÜT AĞACI: Veriyorum ama gözünün gördüğü yok ki?
AVCI: Gözümün gördüğü yok mu? Sen aklını peynir ekmekle yedin galiba.
SÖĞÜT AĞACI: Yok yemedim.
AVCI: İnsanlar sesleri kulaklarıyla duyar. Gözleriyle değil. Bunu bilmiyor muydun?
SÖĞÜT AĞACI: Biliyordum…
AVCI: Eee?
SÖĞÜT AĞACI: Ben sana cevabımı sesle vermiyorum. Davranışımla veriyorum. O yüzden, beni anlaman için gözlerine ihtiyacın var.
AVCI: Nasıl yani?
SÖĞÜT AĞACI: Sen bana hain kurdu gördün mü, demedin mi?
AVCI: Dedim…
SÖĞÜT AĞACI: Ben de sana “gördüm” anlamına gelen cevabı verdim. Başını öne doğru salladım.
AVCI: Vay canına! Amma akılsısın ha!
SÖĞÜT AĞACI: Ayıptır söylemesi oldukça akıllıyımdır.
AVCI: Kusura bakma sevgili söğüt ağacı. Ben kendimi akıllı sanırdım ama sen benden de akıllıymışsın. Eee, nerede gördün hain kurdu?
SÖĞÜT AĞACI: Burada…
AVCI: Burada mı? .. Peki nereye gitti? (Dallarını koyunla kuzuların yaşadığı yuvaya doğru sallar.)
AVCI: Koyunun yuvasına mı girdi?
SÖĞÜT AĞACI: (Başını öne doğru sallar.)
AVCI: Tamam… Anladım… Teşekkür ederim. Ben şimdi yakalarım onu.
SÖĞÜT AĞACI: Yakalayamazsın…
AVCI: Neden?
SÖĞÜT AĞACI: Çünkü işini bitirip gitti.
AVCI: Nasıl işini bitirip gitti.
SÖĞÜT AĞACI: Gelirken derisi kemiklerini yapışmıştı. Giderken karnı hamile kadınlarınki gibiydi.
AVCI: Anlayamadım.
SÖĞÜT AĞACI: Anlayamayacak ne var canım. İçerideki kuzu yavrularını yuttu, gitti.
AVCI: Bunu daha önce niçin söylemedin Söğüt ağacı! Boşuna lafa tuttun beni. Gördün mü senin yüzünden yine kaçırdım onu.
SÖĞÜT AĞACI: Ne yapayım, benim de burada tek başıma canım sıkılıyordu. Laflayacak birini bulunca hemen bırakır mıyım?
AVCI: Ama bu nelere mal olacak biliyor musun?
SÖĞÜT AĞACI: Bilmiyorum.
AVCI: O kuzular kurdun karnında ölebilirler…
SÖĞÜT AĞACI: Sahi, bunu hiç düşünmemiştim. Vah vah vah… Yazııık kuzucuklara.
AVCI: Hangi yana gitti Hain Kurt?
SÖĞÜT AĞACI: Hangi yana gittiydiii…. Şu yana mı? Bu yana mı? Yoksa öbür yana mı?
AVCI: Acele et lütfen…
SÖĞÜT AĞACI: Tam hatırlayamıyorum. Dur, şimdi söylerim: (Dallarını her cümlede bir yana yalayarak tekerlemeyi okur.) Ooo piti piti… Karamela sepeti…

PALYAÇOLAR SAHNEYE GİRER. SÖĞÜT AĞACI İLE BİRLİKTE TEKERLEMEYİ SÖYLERLER.
Teraaazi, lastik, cimnastik…
Dersimiz hayat bilgisi,
Öğretmen, ormanın tilkisi…

Biz size geldik kirlendik,
Derede temizlendik.
Aman bu avcı ne tatlı
hain kurt maymun suraaatlı.

Lı lı lı… da L ılı lı…
Bu kurt koca kafalı,
Hem de kepçe kulaaaklı…
Yuk bu kurdun hiç aklı.

Dik dik dik de dik dik dik…
Arabaya bindik…
Arabanın tekeri patladı,
Şöför camdan atladı.
Kurt kapıyı açtı,
Şu tarafa kaçtı.

PALYAÇOLAR DANS EDEREK ÇIKAR.

AVCI: Ohooo… Sevgili Söğüt Ağacı… Böyle tekerlemeyle bulunur mu o Hain Kurt?
SÖĞÜT: Ama başka şansın yok.
AVCI: Haklısın. Şöyle bir kolaçan edeyim hele çevreyi. Belki bulabilirim o zalimi.

8.
AVCI – KOYUN ANNE

AVCI: (Tam çıkacağı sırada Koyun girer)
KOYUN ANNE: Neler oluyor burada?
AVCI: Haberler kötü koyun hanım.
KOYUN ANNE: Nasıl kötü?
AVCI: Hain Kurt senin yuvaya girmiş.
KOYUN ANNE: Yavrularıma zarar vermiş mi yoksa?
AVCI: Vermiş ya…
KOYUN ANNE: Eyvaaah, yandım ben… Yavrularım yavrularım! .. (Yuvasının kapısını hızla açarak içeriye girer)

9.
AVCI – KOYUN ANNE – PALYAÇOLAR

KOYUN ANNE: (Sahnenin geniş tarafına telaşla girer. Bir sağa bir sola koşup durur.) Ayşeciğim… Fatmacığım… Neredesiniz yavrularım… Aklıma gelen başıma geldi. Hain kurt sizi yuttu. Ah, ben ne yapacağım şimdi…
AVCI: (Koyunun arkasından sahnenin geniş tarafına girer.) Sakin olun bayan. Yavrularınızı kurtaracağım.
KOYUN ANNE: Lütfen kurtar onları avcı… Ama nasıl yapacaksınız bunu?
AVCI: Hain kurdu tuzağa düşüreceğim.
KOYUN ANNE: Nasıl?
AVCI: Sanırım o hain kurt şimdi geri dönecek.
KOYUN ANNE: Dönecek mi? Neden?
AVCI: Aç gözlü olur bu kurtlar. Gözleri bir türlü doymaz. Bu defa da seni yutmak isteyecek.
KOYUN ANNE: Anneee! ..
AVCI: Korkma, yanında ben varım. Şimdi kurda bir tuvak hazırlayalım. Evde kazma kürek var mı?
KOYUN ANNE: Ne yapacaksın kazmayı, küreği?
AVCI: Bir kuyu açacağım. İçine kurdu düşürmek için… Tuzak yani…
KOYUN ANNE: Kuyu mu dedin?
AVCI: Kuyu…
KOYUN ANNE: Burada kör bir kuyu var. Suyu çekildiği için ağzı kapatılmış.
AVCI: Ooo! Bu çok iyi işte. Hani nerede?
KOYUN ANNE: İşte, şurada.
AVCI: Dur bakalııım… Kuyunun ağzını açalııım…
KOYUN ANNE: Aman kuyunun ağzını açma Avcı kardeş. İçine düşerim.
AVCI: Onun içine sen düşmeyeceksin. Hain kurt düşecek.
KOYUN ANNE: Nasıl? ..
AVCI: Kuyunun üstünü çalı çırpı ile kapatacağız.
KOYUN ANNE: Çalı çırpıı mı? Şurada var onlardan.
AVCI: Bu da iyi. Alalım onları… Kuyunun üstüne döşeyelim… Getir getir… Bir kaç tane daha… Şunu da ver… Onu da ver… Olduuu… Şimdi bize bir de döşek gerek. Döşeğin var mı?
KOYUN ANNE: Var.
AVCI: Getir bakalım onu.
KOYUN ANNE: (Getirir) İşte..
AVCI: Onu da çalı çırpının üzerine koyalım. İşimdi oldu. Tuzağımız hazır. Kurt gelirse onu coşkuyla karşıla.
(KOYUN ANNE: (Şaşkın) Coşkuyla mı?
AVCI: Evet… Ona. “Hoş geldin sevgili kurt… Buyur buyur… Döşeğin üstüne otur. Rahat et, de…
KOYUN ANNE: Rahat mı etsin? Rahat edeceğine canı çıksın.
AVCI: Canı çıkacak zaten… Ona, “Otur da sana bir yorgunluk kahvesi yapayım,” dersin.
KOYUN ANNE: Zehir zıkkım içsin. Hem yavrularımı yiyecek hem de kahve içererek onu ödüllendireyim mi?
AVCI: Tuzak bu tuzak. Kahve filan yapacak değilsin. Döşeğin üstüne oturur oturmaz, cumbur lop, kuyunun dibini boylayacak.
KOYUN ANNE: Ooooh…
AVCI: Oh ya.. Evde ateş var mı?
KOYUN ANNE: Var var… Benim ocakta her zaman köz köz ateş bulunur.
AVCI: İyi… Kurt kuyuya düşünce, o ateşleri kürekle kuyuya dökeceksin.
KOYUN ANNE: Dökerim dökerim…
AVCI: Şimdi ben şu köşeye saklanayım. Kurdun gelmesini bekleyelim.

KOYUN ANNE İLE AVCI SESSİZ KONUŞURKEN PALYAÇOLAR GİRER, DAN EDİP ŞRKI SÖYLEYEREK ÇIKAR.

PALYAÇOLAR:
Kurdun bütün yaptıkları
hesabına yazıldı
Tuzaklar hazırlandı
Kuyular kazıldı.

Hangi tohumu ektiyse
Onun çiçeğini derersin
Kim ki kötülük eker
Sonunda cezayı çeker

Sonunda ortaya çıktı
Ey kurt senin oyunun
Ne olacak bakalım
Kuzuları koyunun?

10.
KOYUN ANNE – AVCI – HAİN KURT – PALYAÇOLAR

KAPI VURULUR.

KOYUN ANNE: Eyvah, geldi galiba…
AVCI: Telaşlanma… Sor bakalım gelen kimmiş?
KOYUN ANNE: (Seslenir) Kimdir o kapıyı tok tok vuran?
HAİN KURT: Benim Koyun hanım… Sana çocuklarından haber getirdim.
KOYUN ANNE: (Kurda, fısıltıyla sorar) Ne diyeyim, ne diyeyim ona?
AVCI: Git kapıyı aç. Döşeğe oturt. Ben saklanıyorum. (Bir köşeye saklanır)
KOYUN ANNE: (Kapıyı açar) Sen misin Kurt kardeş.
KURT: (Sağa sola kuşkuyla bakarak korku içinde girer.) Benim benim Koyun hanım.
KOYUN ANNE: Çocuklarımdan haber mi getirdin bana?
KURT: Evet evet…
KOYUN ANNE: Haber getirenler sağ olsun.
KURT: (İçeriye girer) Yalnızsın galiba…
KOYUN ANNE: Öyle… Hoş geldin Kurt kardeş. Gel, şöyle döşeğin üstüne otur. Sana bir yorgunluk kahvesi yapayım. Sonra da bana çocuklarımdan getirdiğin haberi anlatırsın.
KURT: Tamam, öyle yapalım bakalım. Hiç böyle iyi karşılanacağımı bilmiyordum. Meğer sen ne kadar misafirperver bir koyunmuşsun… (Ağzının suyunu akıtır; şapır şupur sesler çıkartır.)
KOYUN ANNE: Şöyle buyur, şöyle buyur Sevgili Kurt…
HAİN KURT: (Döşeğe oturmak isterken…) Aaaay, n’oluyooor! ..

SAHNE KARARIR,

KURT: İmaaat! Ne oluyor bana! Uçuyor muyum ne! Yok mu can kurtaran? Bir kuyuya düşüyorum galiba… (Sesi giderek azalır.)

SAHNE AYDINLANDIĞINDA HAİN KURDU ŞEFFAF BİR VARİLİN İÇİNDE GÖRÜRÜZ.

KURT: İmdaaat, çıkarın beni. Kurtarın beni buradaaan.
KOYUN ANNE: Kurtarayım ha… Üstüne ateş atıp kebap yapsam daha iyi değil mi? (Ocaktan aldığı kürek kürek ateşi Kurdun üstüne boca eder.)
KURT: Ah, yandım. Vah yandım. Ah, yandım…
KOYUN ANNE: Ah yandım der misin?
Ayşem’i Fatmam’ı yer misin?

11
KURT – KOYUN ANNE – AVCI – PALYAÇOLAR

PALYAÇOLAR GİRER, TEKERLEMEYİ KOYUN ANNE İLE BİRLİKTE SÖYLER, DANS EDERLER. DANS EDERKEN KUYUYA KÜREKLE ATEŞ ATIYORMUŞ GİBİ YAPARLAR.

KURT: (Acı ile kıvranır.) Ah yandım, ah yandım!

KOYUN İLE PALYAÇOLAR: (El ele tutuşarak dans edip şarkı söyler.)
Ah, ah yandım der misin?
Ayşe’yi Fatma’yı yer misin?
Vah vah yandım der misin?
Ayşe’yi Fatma’yı yer misin?

Kendin ettin kendin buldun
Hain Kurt suçlu sensin
Şimdi de yan bakalım
Yediğin burnundan gelsin!

KURT: (İçinde bulunduğu yerden bağırır) Ben ettim sen etme Koyun arkadaş! Affet beni… Buradan çıkmama yardım et. Kurtar canımı… Söz veriyorum. Bir daha rahatsız etmeyeceğim seni.
KOYUN ANNE: (Kuyaya eğilerek konuşur.) Kuzularım elden gitti… Bundan sonra ne yapayım senin vereceğin rahatı Kahrolası Kurt…
KURT: Yalvarırım…
KOYUN ANNE: Boşuna yalvarma
KURT: Kuzularını geri vereceğim sana…
KOYUN ANNE: Kuzularımı mı? Geri mi?
KURT: Evet, kuzularını…
KOYUN ANNE: Ayşeciğim’le Fatmacığımı mı?
KURT: Evet evet…
KOYUN ANNE: Ama sen onları yutmadın mı?
KURT: Yuttum…
KOYUN ANNE: Onlar ölmediler mi?
KURT: Ölmediler. Karnımda duruyorlar daha.
KOYUN ANNE: İnanmıyorum! Olamaz böyle şey. Beni kandırıyorsun.
KURT: İnan kandırmıyorum. Daha önce çok şey yemiştim. Karnım toktu zaten. Seninkileri fazladan yutmuştum. O yüzden karnımda canlı canlı duruyolar. Midem hazmetmeye başlamadı daha onları.
KOYUN ANNE: Ay, İnanmak istiyorum. İnansam mı acaba?
KURT: İnan inan…
AVCI: (Ortaya çıkar) İnanmakla ne kaybedersin Koyun anne? Denemekte fayda var.
KOYUN ANNE: Ya yalan söylüyorsa…
AVCI: O zaman benden çekeceği var. Sezeryanla karnından çıkartırım yuttuklarını.
KOYUN ANNE: Tamam öyleyse… Haydi yardım et de çıkartalım şu hain kurdu kuyudan.

KOYUN ANNE İLE AVCI KUYUYA SARKITTIKLARI İPİ ÇEKEREK HAİN KURDU DIŞARIYA ALIRLAR.

KOYUN ANNE: Haydi, çıkart bakalım yavrularımı karnından.
KURT: Tamam, çıkartayım ama, bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum ki…
KOYUN ANNE: Söylemiştim… Bak, sözünde durmadı! (Hain Kurt’u yumruklar.)
KURT: Of anam, Ah, canım yanıyor.
KOYUN ANNE: Seninki can da yavrularımınki patlıcan mı?
AVCI: Yana çekilir misin Koyun anne. Ben ona yardım ederim şimdi. Bak kuzular nasıl çıkıyor karnından…
KOYUN ANNE: Nasıl?
AVCI (Bıçağını çıkartır, kurdun üstüne yürür.) İşte böyle… Sahne kararır.

12
AYŞECİK KUZU – FATMACIK KUZU -–

SAHNE YENİDEN AYDINLANDIĞINDA AYŞECİK KUZUYLA FATMACIK KUZU KURTUN KARNINDA KURTARILMIŞTIR.

AYŞECİK KUZU: (Sevinçle) Anne! ..
FATMACIK KUZU: (Sevinçle) Anneciğim! ..
KOYUN ANNE: (Sevinçle) Yavrularım! ..

ÜÇÜ BİRBİRİNE SARILIR.

AYŞECİK KUZU: Bize ne oldu anne?
FATMACIK KUZU: Ne oldu bize?
KOYUN ANNE: Hain Kurt sizi yutmuştu yavrularım.
AYŞECİK KUZU: Peki şimdi nerede o?
FATMACIK KUZU: Nerde o?
KOYUN ANNE: Sahi, Hain Kurt nereye gitti Avcı bey?
AYŞECİK KUZU: (Korkuyla) Yine gelecek mi Yoksa?
FATMACIK KUZU: (Korkuyla) Gelecek mi yine?
AVCI: Korkmayın çocuklar. Karnını tutup ormana doğru kaçtı Hain kurt.. Geri dönmeyecek. Dönemeyecek… Bundan sonra hiçbir koyuna, hiçbir kuzuya zarar veremeyecek.

PALYAÇOLAR GİRER, ŞARKI SÖYLEYEREK DANS EDER.

PALYAÇOLAR:
Avcı kurdun karnına
Güzel bir kapak açtı
Kurt karnını tutarak
Ormana doğru kaçtı.

Avcı o hain kurdu
Sonunda yere yıktı
Ayşecikle Fatmacık
Kurdun karnından çıktı

Bundan sonra hiç kimse
Can derdine düşmeyecek
Artık tüm masallarda
Kurt; kuzu yemeyecek.

Artık bütün canlılar
Esenlikle yaşayacak.
Dünyada tüm palyaçolar
Şarkı söyleyip oynayacak

BİTTİ


YAZAR İLE İLETİŞİM
Tel: 0342 338 16 18 - 0505 553 47 44
İleti: [email protected][email protected]
Web: www.fevgun.com
Gaziantep/Türkiye

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 19.6.2009 00:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fevzi Günenç