Çocuk Tiyatrosu 01 Yumurcaklar Sınıfı

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Çocuk Tiyatrosu 01 Yumurcaklar Sınıfı

Çocuk Tiyatrosu Oyun: 01
YUMURCAKLAR SINIFI
Yazan: Fevzi Günenç

KİŞİLER?

BAYAN ÖĞRETMEN
SUNA ABLA
SELİN ABLA
BETÜL:
CEREN:
GÜLER
MURAT ABİ
ALİCİK
VELİCİK:
CANCAN
NURİ
CİMİ

DEKOR:
Mini mini Birincilerin sınıfı. Karşıda Beyaztahta, çevrede oyuncaklar. Duvarlarda çocuk resimleri.

BAYAN ÖĞRETMEN:
Çocuklar bugün harfleri öğrenecektik. Ama ben rahatsızlandım. Şimdi eve dinlenmeye gideceğim.

ALİCİK:
Dersimiz boş mu geçecek öğretmenim?

BAYAN ÖĞRETMEN:
Boş geçer mi hiç? Büyük sınıflardan ablalarınız, ağabeyleriniz geldi. Harfleri size onlar öğretecek. Size tanıtayım onları. Bu Suna ablanız.

SUNA ABLA:
Merhaba çocuklar.

ALİCİK: (Parmak kaldırır.)
Benim adım Ali. Arkadaşlar bana Alicik diyorlar. Seni sevdim öğretmen abla. Sen de Alicik diyebilirsin bana.

SUNA ABLA:
Peki Alicik. Bir şey mi soracaksın?

ALİCİK:
Evet.

SUNA ABLA:
Sor bakalım.

ALİCİK:
Bana mı dediniz?

SUNA ABLA:
Neyi?

ALİCİK:
Merhaba dediniz ya…

SUNA ABLA:
Haa, evet… Herkese dedim. Bu arada sana da demiş oldum tabii.

ALİCİK:
Bir daha söyler misiniz?

SUNA ABLA:
Elbette. Merhaba… Merhaba Alicik!

ALİCİK: (Arkadaşlarına döner, sevinçle)
Bana merhaba dedi…

BAYAN ÖĞRETMEN:
Bu ağabeyinizin adı da Murat.

MURAT:
Günaydın arkadaşlar.

HEPSİ:
Günaydın Murat abi!

ALİCİK: (Parmak kaldırır)

MURAT ABİ:
Tamam Alicik, tamam, sana da günaydın dedim.

BAYAN ÖĞRETMEN:
Bu da Selin ablanız.

SELİN ABLA:
İyi günler arkadaşlar…

ALİCİK:
Bana arkadaş dedi…

BAYAN ÖĞRETMEN: (Çocuklara)
Öğreticilerinizi tanıttım. Siz de kendinizi tanıtırsınız artık.

ALİCİK:
Ben kendimi tanıttım.

BAYAN ÖĞRETMEN:
Aferin Alicik. Ben gidiyorum artık. Size iyi öğrenmeler. (Öğreticilere) Size de iyi öğretmeler gençler.

SUNA ABLA:
İyi günler efendim.

MURAT ABİ:
Güle güle öğretmenim.

SELİN ABLA:
Geçmiş olsun.

ÖĞRETMEN:
Var olun.. (Çıkar)

MURAT ABİ:
Eveeet… Şimdi dersimize başlayabiliriz. Konumuz neydi çocuklar?

VELİCİK: (Güler)

MURAT ABİ:
Niçin güldün arkadaşım?

VELİCİK:
Benin adım Veli. Arkadaşlar bana da Velicik diyorlar.

MURAT ABİ:
Peki… Tanıştığımıza sevindim Velicik. Şimdi söyle bakalım. Demin niçin güldün?

VELİCİK:
Siz bize bir şey öğretemezsiniz. Ona güldüm.

MURAT ABİ:
Neden öğretemeyecekmişiz?

VELİCİK:
Baksana konumuzu bile bilmiyorsunuz. Konumuz neydi çocuklar diye bize soruyorsunuz.

SUNA ABLA:
Sizinle işimiz var.

SELİN ABLA:
Ana okulu değil, miniklerin hababam sınıfı burası galiba.

SUNA ABLA:
Bilmediğimizden sormadı o soruyu size Murat abiniz çocuklar.

VELİCİK:
Niçin sordu ya?

SUNA ABLA:
Sizinle iletişim kurmak için.

VELİCİK:
Öyleyse ben de onunla iletişim kurayım. Konumuz neydi Murat abi?

MURAT ABİ:
Harfler… Harfleri öğreneceğiz.

VELİCİK:
Aferin, bildin.

HEPSİ: (Alkışlar)

MURAT ABİ:
Artık derse başlasak iyi olacak.

CANCAN:
Bence sakıncası yok.

MURAT ABİ:
Sen kimsin?

CANCAN:
Ben Cancan’ım.

MURAT ABİ:
Tanıştığımıza memnun oldum Cancan.

CANCAN:
Tanıştığıma diyecektiniz galiba.

MURAT ABİ:
Neden?

CANCAN:
Ben daha tanıyamadım ki sizi. Tanıdıktan sonra söylerim memnun olup olmadığımı.

MURAT ABİ:
Peki… Şimdi harfleri öğrenmeye başlayalım. (Beyaz tahtaya bir A, bir de a) yazar. Farkında olmadan A’yı biraz küçük, a’yı biraz büyük düşürür. A’yı gösterir.) Bu büyük A arkadaşlar. (a’yı gösterir) Bu da küçük a’dır.

CİMİ:
Yanlışınız olmasın öğretmenim?

MURAT ABİ:
Kendini tanıt da öyle konuş.

CİMİ:
Ben Cimi’yim. Asıl adım Cemil ama arkadaşlar Cimi diye çağırır.

MURAT ABİ:
Peki Cemil…

CİMİ:
Cimi derseniz daha çok sevinirim. Çünkü fena halde alıştım buna.

MURAT ABİ:
Peki Cimi… Söyle bakalım yanlışım neredeymiş?

CİMİ:
Siz küçücük yazdığınız A’ya büyük A, dediniz. Büyücek yazdığınız a’ya da küçük a, dediniz.

MURAT ABİ: (Kendi kendine)
Çattık balaya. (Tahtaya yazdıklarını siler, iki harfi de aynı boyutta yazar. Şimdi oldu mu?

CİMİ:
Oldu galiba.

MURAT ABİ:
Öyleyse sen oku bakalım bu harfi. Neymiş?

CİMİ:
Neymiş?

MURAT ABİ:
Aaa…

CİMİ:
Ne oldu?

MURAT ABİ:
Neye ne oldu?

CİMİ:
Aaa, dediniz ya. Neye şaşırdınız?

MURAT ABİ:
Bir şeye şaşırdığım yok. A harfini okuyorum A… Tekrar et.

CİMİ:
Aaa… Ben de şaştım bir şeye ama neye şaştım bilmiyorum.

MURAT ABİ:
(Sınıfa) Siz de tekrarlayın:

HEPSİ:
Aaa! ..

MURAT ABİ: (Seyircilere döner) Aaa… Siz de söyleyin… Aaa…

SEYİRCİLER: (Söyler)

MURAT ABİ:
Tamam, A’yı öğrendik. (Tahtaya B yazar) Be… (Cimi’ye) Tekrar et… Be…

CİMİ:
Edemem.

MURAT ABİ:
Neden?

CİMİ:
Ben kimseye “be” diyemem. Ayıp olur.

MURAT ABİ:
Bu B o “be” değil. Senin öğrendiğin yeter. Şimdi de başka birine soralım. (Tahtadaki B’yi gösterir.) Beee… Kim söyleyecek…

BETÜL:
Betül söylesin.

MURAT ABİ:
Betül kim?

BETÜL:
Ben…

MURAT ABİ:
Söyle öyleyse Betül.

MURAT ABİ:
Beee…

MURAT ABİ:
Aferin… (Sınıfa) Bakın, ne kadar kolay… Şimdi hep birlikte söyleyelim. Bee…

HEPSİ:
Beee…

MURAT ABİ: Aferin… (Seyircilere döner) Bee… Siz de söyleyin…

SEYİRCİLER: (Söyler)

MURAT ABİ: (Seyircilere)
Size de aferin. (Tahtaya C yazar) Şimdi de Ceee… Oku bakalım Betül.

BETÜL:
Ceee…

MURAT ABİ:
Aferin. (Tahtaya Ç yazar) Bunu da oku. Ç…

BETÜL:
Çeee…

MURAT ABİ:
Çok iyi. Şimdi sıra D’de. Deee…

BETÜL:
Ne diyeyim?

MURAT ABİ: “D” de… “D.”

BETÜL:
Tamam, diyeceğim ama ne diyeyim?

MURAT ABİ:
D harfini söyle. Deee…

BETÜL:
Böyle desenize. Deee.

MURAT ABİ: (Tahtaya E yazar) Şimdi de Eee… Evet Betül?

BETÜL:
Ne?

MURAT ABİ:
Eee…

BETÜL:
İyilik, sağlık.

MURAT ABİ:
Ne iyiliği? Ne sağlığı? ..

BETÜL:
Eee? Dediniz ya. Yani eee, ne var ne yok anlamında sormadınız mı?

MURAT ABİ:
Tanrım, sen benim aklımı koru. Ne zor şeymiş öğretmenlik… Lütfen başka biri kalksın derse.

CEREN:
Ben kalkabilir miyim? Siz sormadan söyleyeyim. Adım Ceren.

MURAT ABİ:
Peki Ceren… (Tahtaya F yazar) Bu F’dir. Oku.

CEREN:
Feee…

MURAT ABİ:
Sonunda aklı başında biri çıktı. (Tahtaya G yazar.) Şimdi de şunu oku bakalım.) G.

CEREN:
Geee…

MURAT ABİ: (Tahtaya Ğ yazar.)
Sıra yumuşak ge de. Oku bakalım Ceren.

CEREN:
Yumuşak g…

MURAT ABİ:
Aferin be. Ben söylemeden bildin. Şimdi de okunduğu gibi söyle.

CEREN:
Yumuşak g ile başlayan harf yok ki.

MURAT ABİ:
Başlayan yoksa biten de mi yok? Dağın sonundaki gibi söyle.

CEREN:
Hangi dağın?

MURAT ABİ: (Sinirlenir.)
Kaf dağının!

CEREN:
Kaf dağının sonunda ğ yok ki…

MURAT ABİ:
O zaman yağın sonundaki gibi söyle.

CEREN:
Ne yağının?

MURAT ABİ:
(Sinirlenir) Margarinin!

CEREN:
Tereyağının olmaz mı?

MURAT ABİ:
Tanrım! Şu ders bir bitseydi…

SUNA ABLA:
Biraz da ben öğreteyim Murat. Şöyle otur, sen dinlen biraz.

MURAT ABİ:
Teşekkürler Suna. Bu iyi oldu işte. Şimdi de Tanrı senin yardımcın olsun.

SUNA ABLA:
Yumuşak g’den sonra H gelir çocuklar. (Yazar) H budur işte. Söyleyelim. Hee…

CEREN:
Yanlışınız var Suna abla. He denmez.

SUNA ABLA:
Ya ne denir tatlım?

CEREN:
He kaba olur, evet demeliyiz.

SUNA ABLA:
Ama bu harfin adı evet değil. He…

CEREN:
Çok kaba bir adı varmış. Sevmedim.

SUNA ABLA:
Sevsen de sevmesen de öğreneceksin Söyle bakalım: He…

CEREN:
Affedersiniz… Heee…

SUNA ABLA:
Şimdi yeni bir arkadaş kalksın derse.

GÜLER: (Parmak kaldırır.)

SUNA ABLA:
Sen mi kalkacaksın? Adın ne senin?

GÜLER:
Güler…

SUNA ABLA:
H sonra I gelir Güler. (Tahtaya I yazar) I da budur işte. Söyle bakalım. Iıı…

GÜLER: (Ağlar)
Iıı…

SUNA ABLA:
Niçin ağlıyorsun Güler?

GÜLER:
Size yardım ediyorum.

SUNA ABLA:
Ne yardımı bu?

GÜLER:
Ağlama yardımı. Siz ııı diye ağlıyorsunuz ya…

SUNA ABLA:
I ağlama sesi değil. Alfabede H’den gelen sonra gelen harfin adıdır. Tanıdın mı şimdi onu.

GÜLER:
Tanıdım. Tanıştığımıza de memnun oldum. Keşke eli de olsaydı.

SUNA ABLA:
Ne yapacaktın elini?

GÜLER:
Tokalaşırdık.

SUNA ABLA:
Şimdi de “İ” ile tanış bakalım… (Tahtaya İ yazar.) İii… Söylesene, “İ” mi, değil mi bu? ..

GÜLER:
Sormadan bilemem ki. İzninizle sorayım. (Seslenir) Nasılsınız!

SUNA ABLA:
Kime sesleniyorsun Güler?

GÜLER:
Tahtadaki harfe…

SUNA ABLA:
Tahtadaki harfe niçin soruyorsun bunu?

GÜLER:
İyi mi değil mi, dediniz ya. Cevap vermediğine göre iyi değilmiş demek.

SUNA ABLA:
İ… İ… bu. İ…

GÜLER:
İyi mi? Madem iyi olduğunu biliyorsunuz, bana niçin soruyorsunuz?

SUNA ABLA:
Seni gidi büyümüş de küçülmüş seni… Aklınca benimle eğleniyorsun değil mi, yaramaz! ..

GÜLER:
Pek eğleniyor sayılmam. Bu ders biraz sıkıcı.

NURİ:
Suna abla, Güler arkadaşı biraz eğlendireyim mi?

SUNA ABLA:
Eğlendir bakalım.

NURİ: (Şarkı söyler)
Nuri attı iki taş
Kırdı bir cam bir de baş
Nerde kaldı terbiye
Doğru söyle arkadaş…

HEPSİ: (Alkışlar.)

SUNA ABLA:
Aferin Nuri. Şimdi de J eğlendirsin sizi biraz. (Tahtaya J yazar) Oku bakalım: J…

GÜLER:
Je…

SUNA ABLA:
Aferin be! Şimdi de K… L…(Tahtaya K, L yazar.)

ALİCİK:
Ben söyleyeyim mi Suna abla, ben söyleyeyim mi?

SUNA ABLA:
Söyle bakalım Alicik.

ALİCİK:
Hasan Şaş.

SUNA ABLA:
Anlamadım. Hasan Şaş’ın ne ilgisi var şimdi alfabemizde?

ALİCİK:
K… L... dediniz ya. Hasan Şaş da kel.

HEPSİ: (Güler.)

SUNA ABLA:
K ile L’yi de öğrendiniz. Şimdi sıra M’de. (Tahtaya M yazar) Söyleyelim: Meee…

HEPSİ:
Meee…

VELİCİK:
Hepimiz kuzuyuz, hepimiz kuzuyuz. Yaşasın! Meee…

HEPSİ:
Meee….

CANCAN: (Seyircilere)
Siz de meleyin siz de meleyin. Meee… Meee…
SEYİRCİLER DE MELER.

CİMİ:
Hiç de sıkıcı değilmiş ya, alfabeyi öğrenmek.

SUNA ABLA: Öyleyse N’ye geçelim. (Tahtaya N yazar.) Okuyoruz: N… Neymiş Cimi?

CİMİ:
Ne okuyoruz?

SUNA ABLA:
Söyledim ya. Ne?

CİMİ:
Siz söylemeden nerden bileyim ne?

SUNA ABLA:
N… N…

CİMİ:
Nene mi?

SUNA ABLA:
Hayır nene değil Ninenin başındaki harf.

CİMİ:
Ninemin başında harf ne arar? Onun başında saç var. Saçlarının ağardığı belli olmasın diye kına yakıyor başına ninem. Biliyor musunuz?

SUNA ABLA:
Tamam tamam… Evdeki evde kalsın. Nine sözcüğünün başındaki harf N’dir.

CİMİ:
Haaa…. Yaaa… Öyle mi?

SUNA ABLA:
Neyse boş ver anlamadın ya anladın sayalım.

SUNA ABLA: (Tahtaya O yazar.) Şimdi de O. Ooo…

CANCAN:
Kapıdakini içeriye çağırayım mı Suna abla?

SUNA ABLA:
Neden? Kim var ki kapıda.

CANCAN:
Ne bileyim… Ooo dediğinize göre sevdiğiniz biri olmalı.

SUNA ABLA:
Kapıda imse yok. Biz dersimize bakalım.

CANCAN:
Maden yok, neden Ooo! diyorsunuz?

SUNA ABLA:
O alfabenim harflerinden biri.

CANCAN:
Ya… Ben de ikisi sanmıştım.

SUNA ABLA:
Otur yerine! Dalgacı Mahmut! ..

SELİN ABLA:
Sinirlerin bozuldu kardeşim. Şimdi de sen dinlenmeye geç. Ben kendimi harap edeyim.

SUNA ABLA:
Teşekkür ederim Selin. Tam zamanında yetiştin. Bittim, tükendim… Bitirdi beni bu minik “Ha babam”cılar. (Bir sıraya oturur.)

SELİN ABLA:
Biraz da ben kendimi harap edeyim.

GÜLER:
Neden böyle düşünüyorsunuz ablacığım?

SELİN ABLA: Az bile düşünüyorum. Size bir şey öğretmeye kalktığımda kendimi aslanların önüne atmış gibi oluyorum. Neyse, işimize bakalım. (Tahtaya Ö yazar.) Bu da Ö harfi. Ööö…

GÜLER:
Selin abla öcü olmuş… Boşuna uğraşma Selin abla, ben öcüden korkmam. Hen öcü diye bir şey yok ki… Onu bebeleri uyutmak için uydurmuşlar.

SELİN ABLA: A (Tahtaya P yazar.) Bu P… Paranın başında P vardır.

GÜLER:
Ben paranın başında hep veznedarların durduğunu sanırdım.

SELİN ABLA: Sen öyle sanmaya devam et. (Tahtaya R yazar.) Bu R’dir. Radyonun başında bulunur.

CİMİ:
Televizyonun başında ne bulunur?

GÜLER:
Anan bulunur.

CİMİ:
Yok, bizim evde hep babam bulunuyor. Kumanda aletini kaptırmaz kimseye.

SELİN ABLA: Şimdi de S yazıyorum. (Tahtaya S yazar.) Bu da S oluyor. Islık çalan bir yılan düşünün. Tıpkı ona benzer. Sııııs…

NURİ:
Islık çalmayan yılanlar S’ye benzemez mi?

SELİN ABLA: Hayır, onlar sana benzer. (Tahtaya Ş yazar.) Bu da Ş… Ş de yılana benzer ama kuyruğunda çengel var. Ona Şışşşt… diyebilirsiniz.

NURİ:
Şışşşt…

HEPSİ:
Şışşşt… Şışşşt… Şışşşt…

ALİCİK (Seyircilere siz de katılın… der gibi işaret eder.) Şışşşt…

SALONDAN UĞULTA HALİNDE ŞIŞŞŞT SESLERİ GELİR.

SELİN ABLA: İmdat, boğuluyorum…

MURAT: (Seyircilere) Susun susun! .. Susmazsanız oynuna devam etmeyiz ha…

SELİN ABLA:
Oh… Hamamın suyu kesildi. (Tahtaya T yazar.) Bu T’dir.

NURİ:
T neye benzer?

SELİN ABLA:
Tek ayaklı masaya.

NURİ:
Harika, T, tek ayaklı masa!

SELİN ABLA: A (Tahtaya U yazar.)

CİMİ:
U’nun neye benzediğini biliyorum. Söyleyeyim mi?

SELİN ABLA:
Söyle bakalım.

SELİN ABLA: (Tahtaya Ü yazar.) Bu neye benziyor peki? Bilen var mı?

CEREN:
Var…

SELİN ABLA:
Söyle…

CEREN:
Ü Harfi… U dönüşü ile onun başımda bekleyen iki trafik polisine benzer.

SELİN ABLA: (Bitkin görünür.)
İyi benzetme… Bu arada ben de muşmulaya benzedim.

MURAT ABİ: Ben biraz kendime geldim. Şimdi de sen dinlen Selin. Ben kafayı yiyeyim.

SELİN:
Teşekkürler Murat. Buna gerçekten ihtiyacım vardı. Zira bu çocuklar yedi bitirdi beni.

MURAT ABİ: (Selin’e) Önemli değil, kardeşim. ((Tahtaya V yazar. Çocuklara) Bu harf V harfidir arkadaşlar. İster öğrenin, ister öğrenmeyin.

NURİ:
Öğrendik gitti.

MURAT ABİ: Bu da Y harfidir. (Tahtaya Y yazar.) Tıpkı alfabenin “A”sında şaştığınız gibi çıkardığınız şaşkınlık sesine benzer bunun sesi de. Y’yi başka bir şeye benzetmek isteyenler benzetebilir.

CANCAN: Ben kuş avlama süngerine benzetiyorum Y’yi.

MURAT ABİ: Çok iyi… Devler de senin gibi insan yavrularını avlama süngerine benzetebilirler onu.

CANCAN:
Anaaa…

MURAT ABİ:
Alfabemizin son harfi Z’dir. (Tahtaya Z yazar.)

NURİ:
Aman ne iyi! Demek Z son harf.

MURAT ABİ: Evet, son…

NURİ:
Hoş geldiniz Sayın Z… İyi ki geldiniz. Bu harflerin sonu gelmeyecek sanıyordum.

MURAT ABİ:
Şimdi… İçinizde bütün harfleri sıralı olarak sayabilecek biri var mı? ,

ALİCİK:
Var Murat abi, ben…

MURAT ABİ:
Say öyleyse Alicik…

ALİCİK:
Ey, bi, si,di, ay, cey, key…

SELİN ABLA: (Öteden)
Dur dur dur… Bu ne? (Yanlarına gelir.)

NURİ:
Alfabenin harfleri.

SELİN ABLA:
Ne alfabesinin?

NURİ:
İngiliz alfabesinin…

SELİN ABLA:
Ama biz Türkçe alfabeyi öğreniyorduk. Ne işimiz var İngiliz alfabesiyle.

NURİ:
Oooo… Siz yaya kalmışsınız Selin ablacığım. Biz Türkçe’yi çoktan bitirdik, İngilizce’ye geçtik. Onu da öğrendik, şimdi sıra Almanca’da. Bakın sayayım. Öğrenebilmiş miyim bakalım? (Sayar) Ayn, zvay, dray…

MURAT ABİ:
Dur dur!

NURİ:
Ne oldu?

MURAT ABİ:
Bunlar Almanca harfler değil, sayılar.

NURİ:
Sahi, birbirine karıştırmışım. Almanca harfler nasıldı? Nasıldı nasıldı? .. Aklıma gelmiyor. Onu da öğrenirim, gelecek derste sayarım artık.

ZİL ÇALAR

SUNA ABLA: (Dışarıya doğru kaçar.)
Gemisini kurtaran kaptan.

SELİN ABLA: (Dışarıya doğru kaçar.)
Kaçalım arkadaşlar…

MURAT ABİ: (Dışarıya doğru kaçar.)
Canını seven bu sınıftan kaçar!

ANA SINIFI ÖĞRENCİLERİ KAHKAHALARLA GÜLER.

NURİ: (Arkaları sıra seslenir.)
Dersinizi çalışmadan gelmeyin ha…

BİTTİ

Yazarla İletişim:
Tel: 0342 338 16 18 – 0505 553 47 44
İleti: fev27mynet.com –
MSN: fev27hotmail.com
Web: fevgun.com

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 17.6.2009 19:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fevzi Günenç