Çocuk Ticaretini Bırak! Çağrısı Bu

Yeryüzünde Amerika, İngiltere, Avrupa kağıt üzeri zırt pırt yazılanlarla huy edindikleri ahlak dışı ticaret, ahlak dışı saldırı, ahlak dışı kışkırtı, ahlak dışı cezalıları kurtarışı cirit atıyorlar vatan yüreklerinde, doğayı zina etmekte, insan haklarını ezip geçmekte… Kanun açıkları diyerek bu terörlüğe cüretlerinden hepsini şiddetle kınıyorum! Çocuk ticaretini bırak çağrısı bu!

Hayvanlar, çocuklar, milli değerlerde maddi, manevi geçerli olmak üzere, ülkeler arası kaçakçılığın suçüstü yakalanması yetmiyormuş gibi, çocukların davar gibi süründürülmeleri karşısında daha hala; ‘burada sefil büyücek, bizim zenginliğimizde rahat büyüyecek’ diyen Amerikalı, Fransız çocuk ticaretçisi bu eşkiyalara suçlarının içeriği olarak, sözüm ona evlatlık keyfiyeti de dayatarak kaçırılmak istenen ülkelerde bu çocuklar için beklenti olarak:

- ilaç için denek, plastik ameliyat için denek, psikolojik, bedensel, ruhsal işkenceye denek, organ bağışı için denek, savaşçı olarak denek, kiralık katilliğe hizmete denek diye sayısızca suçlamalar sayılmalı…

İngiltere’de sadece 1700’lü, 1800’lü, 1900’lü yıllarda bu denemeler şuursuz boyutlarda, özürlüler dahil, ispat olarak yeterliliği geçerli kılınmalıdır! Bu ticarete hangi ülke akıl üretici, hangisi uygulayıcı diye sormanın önemi olacak, tazminatı ağır bedellerle ölçülecek olarak:

Avrupa, Amerika, İngiltere yeryüzünde yaşayan vahşet olarak, yaşamı, ulus varlığını kağıt üzeri değerinde sadece laf bolluğu keyfiyeti hakkıyla taşıyan olarak, ne zaman hangi insanlığa hangi hizmeti verebilmişler de savaşı hep hortlatan, kaynatan olmaktan niye kurtulamıyorlar, ki kanun boşluğunu dahi böyle cezasız elini, kolunu sallayarak bırakılıyor olduklarıyla, şiddetle kınıyorum! Bir PKK’ya Terör diyerek kağıt üzeri, bir düşünce dikkatini hatırlatma karşısında da dil ucu dileği ve gerçeğini ise onaylamaya, anlayışlarına sığdırmaya, insanlığına adım atabilmeye otuz yıl ihtiyaç duyan, otuz bin bebek katliamını gerçekleştiren katile ceza verilmemesi talebine cüret edenlere karşı;

Evrensel geçerli olacak bir kanun, çocuk, hayvan, doğa, gen katıklı gıda sokuşturma, biyolojik akıl almaz her türden vahşet yasağı ülkelerin tek tek sorunu değil, dünya sorunudur! Cezalandırılması dünya insanlığı hakkı adına geçerlidir! Bir genel kanun bütün insanlığı korumaya, suç işlenen yörede yöresel olarak cezalanmalı! Henüz çocuklara bir şey yapılmadı, bir denek ispat edilmedi diye beklenmeye, cezasız da üstelik dolaşmaya hak olamaz! 1700’lü, 1800’lü, 19900’lü, 200’li yılların, her ülkede oluşmuş, oluşmaya yüz tutmuş örnekler genelliği olarak yeterlidir!

Avustralya bu çağrıyı onaylayacaktır! Afrika bu çağrıyı onaylayacaktır!
Asya bu çağrıyı onaylayacaktır! Artık ortak bir kanun çıkarılmalı!
İngiltere, Avrupa, Amerika’ya PROTESTO! Çocuk ticaretini bırak çağrısı bu!

Her türden vahşet türeme kurnazlığı özgürlüğünü taşımayı beceremeyişleriyle güç taslanan korkaklığı saldırganlaşıyor sınırsızca… Buna evrensel bir ortak karar ile sınırlarının ıslah evi olduğu acilen uygulanabilecek bir karar kabullendirilmeli!

Irak’ı boş meydan bırakıp, terör saldırtmalarına karşılık savunma gereği için sivil halkı koruma konuşuluyor, bunun mantığı nedir? Kurban en aza indirgenmeli olduğunu mu bilmiyorlar yani? Bu kadar sınırsızca çalma, ezme ile, kurban nedir duygusu veya duyarlığı kalmış mıdır veya ne demektir bu insani vicdanlarında, diye bilmek isterim!

Toplu kıyıma çocuk kaçırmayı daha kanun açığından kullanabiliyorsa güç talama edepsizliği hakkını, bu ne hakkıysa, bilmeliler ki bu kanun, o tepinip kükrediğiniz ülkelerin insani vicdan kapsamında yücelik değeri hakkını taşıyor!

İngiltere, Avrupa, Amerika’ya PROTESTO! Çocuk ticaretini bırak çağrısı bu!
Çekin elinizi çocuklardan! Ailelerden!
Vatan yüreğinden! Zorbalık ülke türeyip yerleşme keyfiyetinizden!

Ülkelerinizde bizler de yaşıyoruz, Türk olarak, Yabancılar olarak, insanlığa sevgi ve saygıyı yürekten sunarak üstelik, yöresel kanun keyfiyetinizle, kağıt üzeri ama ona geçerli buna değil memuriyetinize rağmen…

Nükleer enerjiye hayır! Zira, çevre sağlığında olan insan yaşamı yüceliğindeki aynı benzerliktir bu! İnsan, kuru ekmek soğanla da sağlıklı kalabilmeyi başardığı güzellikleriyle, nükleer enerjiyle asla başarılamadı! Toplu kıyıma bu şiddetliğe lanet olsun!

Diğer bütün ülkelerde, fakirlik, bilgisizlik suç olmayıp, yük olmayı asgaride tutabilme sorumluluğunu taşıyabilme bilinçlerine hakimiyetleri üstün değerlerdir. İnsanlığa yücelik duygusu taşıyan ülkelerin hepsine geçerli olmak üzere bir ortak kanun ile bütün duygu ve duyarlıklarını da kapsayan olarak tanımlanmalı!

Bu diğer ülkelerin meclisleri, hükümetleri var! Halkları, milletleri sokaklarda kıran kırana hallere sokma hakkınızı açıklayın ülke olarak! Güçlü ülkelere yaranmaya halkınızı kullanmayın! İşiniz, insanları köpek gibi havlatmak, su fışkırtıp ürpertmek değil!
Madem hükümetsiniz, yapın işinizi! Ne olduğunuza önce karar verin kendi adınıza! Milleti, halkı toplu kıyıma sürümeden!

İki kıtaya karşılık üç kıta var daha insanlığa aşk olmak isteyen! Bir despota karşı bir tekin kararı oyalamadır sadece! Bir despotluğa derhal, bütün o felakete uğramaya fırsat olabilecek ülkelerin hepsinin adına, karar alınacak bir merci yaratın artık! Meclis, bu kararlar için heyet kurmaya mecburdur!

Kıçını koltuğa dayayıp ekmek elden su gölden yaşamayı kursağınıza kazık etmeyi, müsterih olun ki bilir millet! Ananıza söyleyin alsın kıçınıza bir koltuk, sefiller! O da yoksa, gidin bir mağazaya, seçin seçin oturun, zor değil bu… bu büyük felaket ve belalara, bu hırsızlığa aklınız eriyor da, ne hikmettir ki, güya ülkeler arası bir sorunmuş sinekliğine yılışarak, çareyi bilmiyor sinekliğinde vızıldamanız da öylesine sefil!

Bir felaket olunca çareyi düşünmek için insanız, şayet bilmeye, ki bilmezlikte direneceksiniz; Söylemek ve hatırlatmanın daha direnişli olduğunu bari hatırlayın! Etkinlikleri sağlıklı olacaktır çünkü! Pislikleri kokuşmaktan bir kere bir değişiklik olsun, iki kıta vatan yüreğini sere serpe kanatıyorsa, üç kıta neye yarayacak daha?

İyi, hoş da, hükümetlerimiz zaten ithal bu iki kıtadan… bu durumda, laf olsun diye düşündüm kendi kendime sadece… canım daha çok sıkılırsa, harflerini sayarım… yaşıyoruz, bir şeyler yapacağız işte… ruhumuz misafir içimizde, onun canını sıkarak yollamak, ayıptır herhalde…

Bütün diğer ülkeler ortak olarak bir mahkeme baş vurusu yapabilmeliler demeden önce: Bütün bu ülkelerin meclisleri, ülkeler arası ortak haklar, suçların cezalandırılması hakkı için bir heyet kurmalılar! Kanunlar zırt pırt oynanamaz! Çocuk kanun değildir! 23 yaşından küçüğe her türden kabagüç suçtur! 23 yaşından küçüğü, çevresinde ister aile, ister gençlik makamları, ister yöresinde veya tabasında olduğu dini kurumlarının, haberleri olmadan gerek yöresinden koparmak, gerek fiziki zararlar, gerek bir saldırıya, hırsızlığa teşvik etmek vs. hepsi kabagüçtür… Güç taslanan ülkelere bu ortak karar gerekliği de anlatılmalı.

En etkili kanun, insanın vicdan tartısındaki duygu hakimiyetiyle duyarlıklarında oluşturduğu hissiyattır. Hissiyat okur yazar şartı gereksinmiyor. Okur yazar olmak, can sıkıntısını daha az enerji harcayarak giderebilmektir. Biraz daha üstünü ise alim ve bilginlerdir. Çok şükür yeterince nasip oluyor bu Asya’ya. Hissiyat, hür emek gönüllüğüdür! Hür emek her zaman kayıtsız şartsız kazanandır! Hür duygu kendine güveniyle toplum sağlığıdır! Toplum sağlığı kendine güvenli bu kişilik, saldırıya, kurnazlığa, kaçakçılığa göğüs geren başı dik, şeref sahibi aşk yüceliğidir! Kazanılan olacak eşsiz yücelikleri taşımaya bu yüreklilik, insanlığını uygarlığa taşıyabilmeye özen olmaktır! Kağıt üzeri sırtarmak, kanun diye ıslah etmeye yeterlilik olmayacağına en seçkin ve görsel örnekler olmuşlardır Avrupa, Amerika, İngiltere, ulus vahşetine keyfiyetçilikleriyle! Yazsa ne olur, yazılmasa ne olur, görülen utanç ve usanç yeterliliği kanıtlıyor yeterince...