CIVIL CIVIL
Enerjiyle dolu, neşe içinde
Parkta cıvıl cıvıl, oynar çocuklar.
Bağlasanız bile, durmaz yerinde
Bir sağa, bir sola; koşar çocuklar.
Öyle onurlu ki, başını eğmez
Bulut gibi gözü, dolsa da yağmaz
Hiper aktiflikten, kabına sığmaz
Pınar gibi kaynar, taşar çocuklar.
İnadı tuttu mu, dikine gider?
Bununla yetinmez, yerleri dider(*)
Yaşının gereği, hareket eder
Daha çok sevinçten, coşar çocuklar.
İşine gelmezse, ağıt türetir
O zaman kulaktan, tut hata getir
Kendince yol bulup, çözüm üretir
Konan engeller, aşar çocuklar.
Onu daha fazla, zorlamayınız
Yaşı küçük diye, horlamayınız
Suçunu görünce, parlamayınız
Kendi çocukluğun, yaşar çocuklar…
Hanifi KARA
(*) Ditme: (Mah.) Yeri deşme…
GÜZEL BEBEĞİM
Aç kollarını
Gel gucu gucu.
Sevenlerini
Bil gucu gucu.
Beşikten atla
Oyna kâğıtla
Konuş ağıtla
Dil gucu gucu.
Öfkelenince
Yer verme hınca
Gıdıklanınca
Gül gucu gucu.
Eylenir mi zem?
Oyuncağın hem
Emziğini em
Al gucu gucu.
Ne güzel huyu
İç sütlü suyu
Ninniyle uyu
Dal gucu gucu…
Hanifi KARA
SAKLAMBAÇ
Gel seninle gül çocuk
Saklambaç oynayalım.
Kırmadan hiç kimseyi
Saklambaç oynayalım.
Birazcık dışa kaysan
Kurala güzel uysan
Çıldırdan usandıysan
Saklambaç oynayalım.
Oyunda olmaz sefâ
İstenir orda vefâ
Günde en az bir defâ
Saklambaç oynayalım.
Eline dürüm dürsen
Olur mu yolda yersen?
Körebe yeter dersen
Saklambaç oynayalım.
Daldan gözün kıpmazsan
Baştan terlik kapmazsan
Mızıkçılık yapmazsan
Saklambaç oynayalım…
Hanifi KARA
GÖNÜL GÜLÜ
Doğru haberse onda
Gerçeğin dili çocuk.
Ak buluttan daha pak
Allah’ın kulu çocuk.
Kıra çıkmış geziye
Ayşe, Ali, Râziye
O bağlıyor mâziye
Âtinin dalı çocuk.
O yoksa süssüz konut
Sizde kaldı tek umut
Yağmaya hazır bulut
Gözleri sulu çocuk.
Babasını er eden
Annesini yâr eden
İki gönlü bir eden
Sevginin yolu çocuk.
Bebek iken belenen
Kollarıma dolanan
Sevgi ile sulanan
Gönlümün gülü çocuk…
Hanifi KARA
GİLDİK
Canımız isteyince
Koşar çağlar oynarız.
Ebemizi bulunca
Gözün bağlar oynarız.
Başından fırlar bere
Tozlar yapışır tere
Bazen düşeriz yere
Kalkar ağlar oynarız.
Oyunun ebesinde
Gözümüz küpesinde
Kalenin tepesinde
Gildik lığlar oynarız.(*)
Açıp açıp bükmeyi
Hoş saymayız dökmeyi
Pişiririz ekmeği
Sonra yağlar oynarız.
Haksız yere kızarsa
Dili fazla uzarsa
Kim oyunu bozarsa
Onu yuhlar oynarız…
Hanifi KARA
Gildik: Misket
Lığla: Yuvarla
BİZ BİZE
Mendili bulmak için
Biz bize oynayalım.
Oturalım berâber
Diz dize oynayalım.
Oynarız neler neler
Anneler çocuk beler
Karışmasın kimseler
Göz göze oynayalım.
İyice bizi yorsun
Yeniden oyun kursun
Oğlanlar uzak dursun
Kız kıza oynayalım.
Oynamayan ayının
Ne işi var dayının
Kuralı var oyunun
Yüz yüze oynayalım.
Aramızdan çekil de
Amuda kalk dikil de
Samimi bir şekilde
Öz öze oynayalım…
Hanifi KARA
KÖREBE
Geliriz bir araya
Oyun kurar oynarız.
Elde filemiz yoksa
İpi gerer oynarız.
Mendili güzel sakla
Bazen atarız takla
Elle değil ayakla
Taşı sürer oynarız.
Gelince bize sıra
Batar çıkarız tere
Bazen olur ki yere
Kilim serer oynarız.
Körebeye fiske vur
Yeniden bir oyun kur
Bitince birinci tur
Yine girer oynarız.
Kollar bitişik belde
Görelim biraz yelde
Bazen toplu bir halde
Bazen birer oynarız…
Hanifi KARA
BADİ BADİ
Gülücükler saçarak
Kollarını açarak
Badi badi kaçarak
Nazlıyor annesini.
Arı gibi petekte
Her an için atakta
Gözü ile yatakta
İzliyor annesini.
Emziğini emerek
Daha neler umarak
Güya gözün yumarak
Gizliyor annesini.
Altında naylon bezle
Bazen yürüyor dizle
Emmek için dört gözle
Gözlüyor annesini.
Edeye bak edeye
El eyliyor dedeye
Geçse öbür odaya
Özlüyor annesini…
Hanifi KARA
NE AFACAN
Beşiği ninniyle sallansın ister
Ne afacan çocuk ah seni seni.
Dört elle sürünür kucak açana
Ne afacan çocuk ah seni seni.
Sakız gibi emziğini çiğniyor
Kedi gibi topu ile oynuyor
Kazandaki bulgur gibi kaynıyor
Ne afacan çocuk ah seni seni.
Oldukça onurlu başını eğmez
Ağlamasın diye kimseler değmez
Öyle yaramaz ki avuca sığmaz
Ne afacan çocuk ah seni seni.
Değnekten yaptığı atına biner
Anneyi, babayı nazıyla yener
Boyundan da büyük işleri dener
Ne afacan çocuk ah seni seni.
El üstünde gezer baladır adı
Yaşı büyüdükçe değişir tadı
Onu susturamaz ne şah ne kadı
Ne afacan çocuk ah seni seni…
Hanifi KARA
AH KEDİM
Kaçırdın mı avını?
Vah kedim güzel kedim.
Neyi beklersin Hâlâ
Ah kedim güzel kedim.
Bu gün verilmez etin
Senin işlerin çetin
Pisik omaçın yedin
Oh kedim güzel kedim.
Güzel bekle evini
Gizli tut miyavını
Yakaladın avını
Peh kedim güzel kedim.
Sona erince hırsın
Ne konsa onu yersin
Dinlenmek mi istersin?
Eh kedim güzel kedim.
Kedilerin özeli
Vanlı, Muşlu, Rizeli
Benimki en güzeli
Şah kedim güzel kedim…
Hanifi KARA
Hanifi KaraKayıt Tarihi : 19.11.2009 18:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hanifi Kara](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/11/19/cocuk-siirleri-6.jpg)
tebrik ve takdirlerimle
kalemin daim ilhamın bol olsun
TÜM YORUMLAR (1)