Ey bakışlarında utangaçlık rengini taşıyan küçüğüm; ben gözce bilmiyorum, masumca biliyorum, suskunca biliyorum, durunca görüyorum. Sen güneşten alınmış saçlarının ahengini uzat uzatabildiğin kadar, ben sana umut, ben sana bugün, ben sana yarın olurum. Gülüşlerini topla benim için; sarılıp sarılıp uyurum belki, dinmeyen yaralarıma sarar, görmeyen yollarıma seririm, sen gül ki; ufuklara bakmaya yüzüm olsun. Yorgun zamanlardan geliyorum; canımda dermansızlık yürüyor sanki, ey küçüğüm sen adınla büyü, sesinin özgürlüğü dünyayı ele alsın ve unutma sen ve senin gibi çocuklar yarınlarım.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta