kuşluk vakti kuzuları,
gölgeli ağıla kapatılmış
koyunları kuzularına akışmış
koyun çanları, melemelere karışmış
toz-duman ortalık
çoban çok gerilerde kalmış
çoban evine geldiğinde; köpekleri yallanmış
kese yoğurdu, tuzlu peynir, pıransa
cırt firenge acıkmış
ya bastırıktaki toprak testiden su içmiş
ya toptasdasdaki taze ayranı başına dikmiş
elinin tersiyle bıyıklarını silmiş
sürü eşeğinden indirilmiş
kepenek bir köşede,
boşaltılmış heybesi
güneşin gözünde
darmadağınık dağarcığı
azık torbasında ekmeği kurumuş,
yeniden doldurulmuş,
sekideki deliğe –yel alması” için
yerleştirilmiş matarası,
henüz soğumamış
kapının önünde Karabaş
kuyruk sallar depite doymamış
kuzular melemeyi kesmiş,
çan sesleri dinmiş
karısı oraya-buraya koşuşturmakta telaş içinde
çoban, sürü ve Karabaş evde!
dağlara doyulmamış
yazlaya kendini
zar-zor atabilmiş çoban
ne yastık arar,
ne çarşaf, ne yorgan,
sedirin bir köşesine uzanıvermiş
boylu-boyunca
rezil bir uykuya başlamış çoktan
onu terk etmiş kalaklı şapkası,
şapkası bir yanda,
dağarcığı bir yanda
deyneği merdivene yaslı
bir de kahrolası sinekler olmasa
yüzüne, kollarına,
açık paçasından baldırına
uçup uçup, konmasıa
şapkası başından düşmüş bir yana,
kolunun birisi başının altında ezik
diğer eli ayrı düşmüş, uzakta
arada bir yüzünü kolaçan etmekte
yüzüne konan sineklerden bezik
hayat çobanlıkmış
kol düğmesinin kalıbı çıkmış yüzüne
yüzünün teri karışmış yenine,
küflü toprak kokulu
bağcığı gevşek postalı ayağında,
pacaları eğilcen buturak dolu
mışıl-mışıl bir uykuda çoban
mışıl mışıl uykuda
düşlere dalınmamış,
belki;
yeni kuzular,
dünyaya geliyor
rüyasında
belki;
en güzel koçu kurban
sürüsüyle gidebildiği kadar
büyük bir dünya
sürüsüyle oynaşır rüyasında
bir dilber koyunları sağar
dilberin yavuklusu çoban
dünürcü olunmamış
kızı anasının eteğinden,
oğlu ay boynuzlu koçun başından tutar
kendisi koçu gönünce süsler-boyar
narçiçeği kırmızı,
portakal sarısı, çiğite
daha nice güzel düşler
daha neler düşler
çoban evde
çoban evde uykuda
karısı kimbilir nerde
sürüsü sağılmamış
besiye çekilir sürüdeki bütün kuzular
çobansalık alır körpe kuzulardan
sürüsüyle gidebildiği kadar
koskocaman bir dünya, koskocaman
sürüsüyle oynaşır,
rezil uykusunda çoban
rüyasında bile çobandır
sürüsünü sayar
yavuklusu süt sağar
dağlara gitmeye daha çok var,
……….
bırakın biraz uyusun,
bırakın biraz daha,
ne olur biraz daha
uyusun, ne çıkar
serde gençlik var
ikibaş, dört ayak olunmamış
gürültü etmeyin sakın
uyandırmayın
üzülür onu bu rezil uykusundan uyandıran
bırakın biraz daha uyuyabilsin çoban
ayağına takılan çalıdan
ekin tarlalarının anlarından
yenidoğan kuzudan
sürüye salınan koçlardan
yüz toplamaktan
ayrılabilir mi et tırnaktan
bir çoban
hülyalarından
………..
…………
rüyasında bile çobandır
çoban,
uyanmasın rezil uykudan
uykuya kanılmamış
Kayıt Tarihi : 3.11.2007 14:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

çoban,
uyanmasın rezil uykudan
uykuya kanılmamış ASLINDA DEĞİŞİK BİR TADI VAR ŞİİRLERİN HEP HOŞ BİR DAMAK TADIYLA OKUYACAĞIM
TÜM YORUMLAR (2)