Annem artık haftada üç gün gidecekti Beyza Hanımın evine. Yaz tatilinde olduğum için beni de götürecekti yanısıra. Bana sıkı sıkıya tembihledi:
“ Tekrar et bakalım. Birşey istemeyeceğim. Huysuzluk edip seni rezil etmeyeceğim. Hanımın gösterdiği yerde uslu uslu oturacağım.”…
Aceleyle yediğimiz,,boğazımıza dizilen öğle yemeğinden sonra, korna sesiyle irkilen annem beni çekiştirdi:
“ Hanımın şoförü olmalı. Göndereceğim sizi almaya demişti. Hadi hadi hemen çıkalım.”
Sandalyeyi pencerenin önüne çekti, üzerine çıkıp yolda yürüyenlerin bacaklarının arasından baktı dışarıya annem.
” O işte! Şu siyah mercedes. İlahi adam! Yukarıya bakıyor.Bodrum katta oturduğumuzu söylememiştim ondan olacak..”
Koşar adım çıktık dışarıya. Şoför arka kapıyı açtı. Annem eteğini eliyle kapatarak bindi arabaya, arkasından ben bindim. Annem pek keyiflendi. Sabriye Teyze, Hesna Abla, Moruk Şaziment pencereden sarkmışlar mıydı acaba?
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.