balıklar havada yüzer gerçek olursa kapalı gözlerle gördüklerim,
sevgiye ördüklerim binlerce sehpa süsledi,
el emeği,
aşk nuru değdi yüreğimin kenarına....
yalnızlık silahıdır karanlığın,
öyle çok sesli ateşler duyulmaz bazen,
kan akmadan daha çabuk ölür insan....
hislerim doğduğu bedeni terketmedi,
nankörlük aynı haza esir etmedi kendini,
aç gözlü ikram bilmez,
kaç gözlü şeytanın sopası?
hangisini göremez?
hayatın gösterişli bulutlarında gezindiğini zanneden yürek....
heves çubuklarını erken tüttürmek
bahane bulunmaz eksik sevgilerin ateşinde buharlaşır,
elbet,
bir sonu olur ilk günkü cesaretlerin,
azrail bile güler haline,
gülerken öldürür kuralların ihlalinde....
melek,kanatlarını saklamadan yanına gelebilendir.....
Allah'ın sopası da vardır,
sadece ne zaman vuracağını bilemezsin.....
ideal düzenlerin sakıncalı karelerine balıklama dalınmaz,
teşhis doğru,
tedaviye cavap verecek yürek bulunmayabilir bazen.....
buram şuram,oram buram
ya da
buram buram
gündüzüm benim gündüzüm,ışığımdan sana ne!
akşamın bana geçirebilecek sözü mü kalmış?
benden farklı düşünmene aldırmam,
beden farklı yaşıyorsa ayaklarından,
yorgunluk bu sevdaya dolaşmadan sıvışmanın kılıfı olur aşk çarşısının....
balık her zaman kendini güvende sanır,
denizde ya da akvaryumda,
dudaklarına atılan kancayı yukarı çıkarken hisseder,
sudan çıktığı anda da öleceğini,
kıpırdanması değiştirmez dünyasını,
hareketsiz kalıncaya kadar kalp atar kimse sevdiği ya da her neyse.....
sormadan bulunan yolların sonu çıkmaza gider,
suya hapsedilmez ki balıklar,
sevgi kadehini her zaman kaldırır şerefine aşkın,
sahibi melek mi şeytan mı nereden bilsin?
düşüncelerine kafes geçirilmiş yüreklerin esareti bitmez,
kapağını açıp özgürlüğüne uçacak kuşlar kanatlarından bellidir,
gökyüzü karanlık olabilir,
yıldızsız gecelerde önünü görebilen yürekler az bulunur,
renkli kanatların bakışından sevgisine sahip mucizeler fışkırır....
kalbine bir duvar çekersin,
istediğin sevgiye de boyarsın,fırça senin elinde
çizdiğin resimden başkasını görmezsin,
istemezsin görmek,
göz kapatmakla durmuyor saatler,
çocuk çığlıkları bütün duvarları yıkar,geçer.....
başka bir boyutta bağlantı kuracağım seninle,
yüce emirlerin gölgesinde karalanan defterine bakacaksın,
bir melek gülecek yüzüne,
başka bir melek kazılmış kuyuna atacak seni,
dünya gibi,
hayat gibi,
yalanlar gibi,
cevabı bulunmayacak artan ateşlerin,
ruhun yanacak,
ben yanacağım haykırışlarında yine,
balıklar gelecek aklıma gökyüzünde salınan,
imkanı olsa bütün toprakları suya çevirmek isterim o an,
düşeceksin,
herkes düşer toprağa,
ben ıslanmak isterdim,
gözyaşları kaç balığı kurtarabilir ki,
zaten çırpındıkça batmaz mı? her şey dibine hayatın......
Kayıt Tarihi : 13.3.2018 23:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!