Yürüyorum çok eski bir yolda yürüyorum bir gece.
Biliyorum o yolu sanki benimmiş gibi ama artık benim değilmiş gibi.
Arıyorum arasında bir şeylerin her yer pislik, çamur.
Yürüyorum içinde, içimde.
Yürüyorum korka korka, eskiden oturduğum taşlar geliyor, oturuyor göğsüme.
Sanki her girinti, evimmiş gibi her girinti.
Kurumuş muşmula ağaçları.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.