Çırak Şiiri - Bekir Dalkıç

Bekir Dalkıç
370

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Çırak

Mevsim yaz, küçüğüm.
Şişirmişim kafasını bisiklet diye diye!
Oğlum dedi babam, bak biz bugün varız yarın yoğuz, yaşım henüz dokuz.
Sana bırakacağım ne katım var ne de yatım.
Dedi ki al sana hediye, haydi gitte sanayiye
Gitte neymiş öğren zorluğunu şu hayatın.
Ama neden?

Ustam eti senin kemiği benim
Sanki derim kaporta, esmer bir çocuk duruyordu orda
Öyle çelimsizdi, öyle sıska ve yine esmer, ve yine sıska
Ben geçici o kalıcı.
Tepede güneş, oksijen tüpü ve ateş,
Kulağımda çekiç örs.
Oğlum koş, bir oraya bir buraya.
Bir gün kaybolmuş arabanın anahtarı, nasıl açıklarız dedi müşteriye.
Yoksa sen mi aldın?
Neden ben, neden o?

Höt denince ağladı esmer çocuk!
Ustam eskitti çocuğu vura vura.
Ben aldım dedi çocuk saat sekize beş kala.
Oyuncak diye almış ışıklı anahtarı.
Korkunca da atıvermiş akan suya.

Birde babası ezmiş altında garibi
Hiç acımamış koca koca koçlar kuzuya.
Anlatınca babama akşam olunca, nedense kabardı o da.
Dedi ki gururla, ben dedim yapmaz benim oğlum .
O an utandım ilk defa babamdan dolayı ve dert oldu derdim.
Ben yaşadım ve geldi geçti çocukluk çoktan,
Bir daha göremedim, görseydim bir özür dilerdim o çocuktan.
Bir de oyuncak hediye ederdim.

Keşke dikilip ayağa, çıkışsaydım ustaya haykırarak, deseydim şöyle;
Siz cümleler kurmuşsunuz argodan, küfürden, denli densiz.
Bizse henüz birer heceyiz.
Siz dayaklar yemiş olabilirsiniz çırakken, nedenli nedensiz,
Siz yediniz diye dayak, bizde mi yiyeceğiz?

Bekir Dalkıç
Kayıt Tarihi : 28.6.2021 00:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bekir Dalkıç