bu şiir,
aynı kökten boy veren çiçekler ve dikenlerin kısa hikayesidir.
.....,
üst üste koyup gece yarısı, en derin olan ile en doğru bakışı
gerdeğe sokmuş bizim sokağın bilgesi, felsefeyi ve mantığı.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Devamını Oku
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Bana daha önce bir Çam ağacının mitsel ve fiziksel özellikleriyle başına gelenleri çağrıştırırken, bu okumamda, gövdelerine kocaman çivilerle sabitlenen tutaçlardan derenin bir yakasından öbür yakasına su taşımak için yapılan kanalları çağrıştırdı, o kanallar ki kim bilir gece gündüz ne kadar su taşırlardı, bazen süzek denen çitlere takılan ve su ile gelen bir incir, bir elma veyahut bir dal semiz otunu takıldığı yerden alma oyunu oynadığımız günler geldi aklıma. Yüksekliği, biri düşse kolu-bacağı ya da ayağını kırmaya yeterdi, yeterdi yetmesine de biz hangi cesaret girerdik o ağaçtan dönme kanalın içine işte onu bilemem. Çocukluk deyip geçiştirelim en iyisi.
Ağaçlar ne kadar çivi yutsalar da dört mevsim yeşil kalırlardı, bunlar çınar değildi elbet, çınarlara pek dokunan olmazdı. Karaağaç, Karacaağaç derlerdi de hangisi doğruydu bilmem. Mini minnacık, kozalakları olan yumuşak ve hafif söbemsi yaprakları çaok narin olurdu ve ateş tutuşturmaktan başka hiç bir işe yaramazdı, odunu da oldukça çabuk parlar çıra gibi is çıkartırdı.
İşte bu şiiri bu kez okuduğumda o ağaçları hatırladım, bu kadar değil elbet, gövdelerinin kuzeyinde yosunlar oluşur, sonra da yosunlara sımsıkı yapışan sarmaşıklar uzar da uzardı.
Aman sarmaşıklara dokunma içinde zehirli sürüngenler olur diye gün boyu tembihlerdi rahmetli annem, ben söz dinler miydim, bunu da bilmiyorum.
Bir musibet yaşadığımı hatırlamıyorum demek ki ya tembihleri tutmuşum,
ya da birinin hayır duasını almışım, ben bunu da bilmiyorum.
Ama o zamanlar, kimse kimse için fesatlık düşünmezdi ki, ayrı gayrı olmaz, kimse kapısına kilit vurmazdı, ne kimse varlığıyla övünür ne de yokluğuna yerinirdi.
Ne bileyim, o zamanlar nüfus az ama insan çoktu galiba...
Ayrı iki kök biraz büyüyünce tek gövde haline gelen bir çam ağacının öyküsü bu, hani muzırlık olsun diye birisi bu ağaca bez bağlarsan bütün dileklerin kabul olur demiş birine ve tavsiyeye uymuş ötekisi ve dilden dile-elden ele yayılmış, çam ağacı bu hep tepesinden uzar ya, gün gelip toprağa yakın bez bağlayacak dal kalmazsa hiç şaşırmayacaktım aslında... Hani söylentiyi önemsediğimden değil de yolumuzun üzerinde olunca fotoğrafını çekmişliğim olmuştu benimde...
Hani dijital ya her şeyimiz hah, o da işte saklandığı dijital ortamın eskiyip çöpe atılmasıyla kayboldu gitti....Masal da burada bitti demeyeceğim, henüz şiire giremedim...Yani ne bileyim, her şey kendi mecrasında yürüse, Amerika tekrar keşfedilmeye çalışılmasa, keşifler daha modern bir şekle sokulsa, az masraf çok fayda hedeflense...
Yani şiir kadar umut dolu olsa her şey ne güzel olurdu...
İyi ki şiirler var, tam bir yerlerimizden kırılmaya yüz tutmuşken imdadımıza yetişiyorlar...
İyi ki şiirler var ve iyi ki sizin gibi şahane şiirler yazan saygıdeğer şairler var....
İçtenlikle kutluyorum sayın ÇEŞTEPE...
Nice şiirler paylaşmak umut ve dileğiyle....
NOT: Çam ağacını bu yıl hiç görmedim, yol çalışması vardı, belki de kesildi...Bilmiyorum....
Bence perileri öldürmeliyiz. Periler, insan uygarlığının günahlarını gizleyen cehennem ajanlarıdır.
/kime ait olduğunun ne önemi var tetikteki parmağın
namlunun kör gözü, baktığı her yerde sıradan ölüm görürken/
sanki ölü doğarmış gibi bu coğrafyada tüm çocuklar...
yeniden şiirde olmak güzeldi...
Saygılarımla...
cevat bey,
elbette doğum sancısı umut için çekilir...ama bazen umut umutsuzlukla sonuçlanabilir....aydınlığın karanlığa dönüştüğü anda umudun umutsuzluğa dönüştüğü anlardır....faili meçhul cinayetler....yargısız infazlarda tetikteki parmağın kime ait olduğu değil ...önemli olan ölümlerin sıradan bir hal almasıdır...final harikaydı...emeğinize sağlık....değerli çalışma olmuş...nicelerine...
selam saygı şiire ve şairinedir....
/kime ait olduğunun ne önemi var tetikteki parmağın
namlunun kör gözü, baktığı her yerde sıradan ölüm görürken/
Son zamanlarda okuduğum en anlamlı şiir..Yazan yüreği kutluyorum,saygı ile...
Nasıl değerlidir kaleminiz....Kutluyorum.
yani demek istediğim, verilen su can suyu olurken çeliğin
akıbet bazen, kollarının arasından sıyrılıp kaçar niyetin
bilmez namludaki mermi, ölümü olacağını bütün renklerin.
timsah gözyaşlarıyla silinir, güneşle beraber doğan çizgiler..,
karanlığın acı sessizliğinde aydınlığa veda eder
hükmü infaz edilmiş sesler...
-------Hocam çok anlamlı bir şiir okudum helede finaldeki ;kime ait olduğunun ne önemi var dedik deki parmağın . muhteşem , içtenlikle sizi ve şiir,inizi kutluyorum saygılar sunuyorum .
'Bu şiir', 'Çınar gövdesinde' dikenli 'kaktüsü' anlatırken bile, sözcüklerin mısra akağında akışındaki ahenk şiirin bereketli deltasına taşıyor ruhumuzu. Çocukluğunu, insanlığını ve nihayet var oluşunun nedenini unutanların doğanın sırtına nasıl yük olduklarını anlıyoruz; üzülmek yetmiyor içinde kaybolduğumuz zamanların acısını anlatmaya... Her gün öldürülen masal perilerinin yanı sıra daha onları hayal bile edemeden ölen küçük bedenler keşke (başka bir söz bulamıyorum keşke demekten başka), keşke bu şiiri torunlarına, başka çocuklarına okuma şansı olsaydı. Teşekkürler şair, Teşekkürler Sayın Cevat Çeştepe insan ve vatan sevgisiyle çoğalttığınız ince yüreğinizin sesini şiirlerinize kattığınız için.
Yüksekova ilçe merkezinde sivil giysiler içinde silahsız olarak planlı bir pusu kurularak arkalarından ateş edilip şehit edilen uzman çavuş Ramazan Gülle,erbaş Yunus Yılmaz,erbaş Ramazan Köse'ye
(25 Ekim 2014)
Çınar gövdesinin kaktüsü
.........
/‘yanlış’ kendini en tartışılmaz ‘doğru’ görüyorsa eğer
mümkün mü saymak, bir yanlışın kaç doğru götürdüğünü /
.........
/kime ait olduğunun ne önemi var tetikteki parmağın
namlunun kör gözü, baktığı her yerde sıradan ölüm görürken/
Cevat Çeştepe'ye sevgiler sunuyorum..
Bu şiir ile ilgili 76 tane yorum bulunmakta