Cinali ve onun civciv-hali & Sakız Dağı ...

Sakız dağında yaşayan bir kız vardı.
Bebek mi bebek ve hep öyle olacak:
Bağıracak salladığında, hep gülecek.
Yıldızlar yapışmış birbirlerine, böyle duracak.
Düşmezlerdi, sönmeyen mumu gökyüzünün.
Dün'ün; kız yapıştırmıştı ışık ampullerini.
Işık çiçeği, yılmayan, elçi düşünen;
Bugün’ün, rüzgarda çiçek özü toplayanı.

Devrilerek yuvarlandı bir şaşkınlık anında
Keder doğrultusunda, yuvarlandı böyle, bir süre:
Doruğundan aşağı, tepenin.
Otlar nispeten yuvarlaktı:
Hassastı; kızı tuttu (otlar) , taşıdı.
Bir kilometre yuvarlandı belki de;
Burnu kanamamıştı, kalktığında.

Caymadı, yürüdü dağa tırmandı,
Çalı çırpı ve odun topladı
Eve götürdü,
Yerde kar -eve ulaşana kadar- vardı:
(Ve tipi, sağından ve solundan:
Dalda ‘tiz-duran’, neredeyse savuracak;
Koptu kopacak-yaprak gibi!)
Diz boyu -batmıştı, kapı kulbuna dayandı
Çevirdi onu, sobayı hazır etti

Geçti pencerenin karşısına, oturdu
Sıcak çorba artık hazır olduğunda.
Çarşafı gerdi: panjur, kapamaya gerek görmedi;
Yumuşacık karları, gerdi.
Güneş çıktı.Uyudu uyandı,
(Kalorifer başında düştü kalktı onun başı)
Uyandığında güneşi aldı gerdi bu sefer.
En ayazında gecenin, kurtları davet etti
(Gece olmuştu) Karı özlemişti.

*

Cinali’cik sever kesmeşekeri:
Attığı çayın dışında,
Kahverengi onun rengi.

Kahvaltı yapar Cinali’cik:
Uno light kepek ekmeği
Onun kemirdiği.

Bir kahve içer
Hemen kalkar, gider;
40 yıllık hatır edinir.
Kalkmayanlar,
Koyu sohbettedir.
Işık hızı aracına biner.
Dönüp baktığında
Yaşlı kadınlar gençleşmiş,
Kendisi yaşlanmıştır:

Bu süreci uzayda edinmişti
Buradan yola çıkarken,
Böyle değildi.
Düşünür,
Bir kahve daha yapar
Kendisine
Ve kalkar hemen yine
Ayağa.
Oturur bir dizi izler
Televizyonda.
Ara sıra dalar gider,
Düşer onun başı:
Rüyasında ışık hızını
Da geçer.
Döner bakar kadınlara,
Hala daha (kendisi) ihtiyardır:
Hemen kalkardı sedirden,
Neden ki?