Cin / Net / Ayet Şiiri - Alaaddin Emre

Alaaddin Emre
443

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Cin / Net / Ayet

batmış gemiler peşinden koşup üstelik kendini haklı sananlar
anımsanıza geri döndüğünüzü kentlerden bir bir yalnız
hani tek bir ederi nasıl yoksa bir malın tek doğru da yoktu
ne ki vardı kırgın bir gönül umursanmamış hiç mi hiç
usanmış artık kanamış dizkapakları çünkü bir çocuk yaşar içinde
giderek giderek artan suskunluğunda işlemediği suçun cezasını çeken
avutmak üzere çare üretmeye kalkan sen ben hepimiz mi
aşktan umut kesip çaldığı çalgıya benzeyen çoğu gibi
allah kahretsin bu sabahta yine vivaldi çalacağız diyen kemancı gibi değil
elbet ne sevgi ne sevinç büyütülmez böyle bir gece yürüyüşünde yakışıksız
akıyor akması gereken bir ihtihara akar gibi şarkılarla değil belki ne ki kansız
gürûh kucaklayacak kesinlikle alkış bile tutacak yürüyüşler bile yapacak
nereye çıkar tren istasyonlarının sonu sağlam mı raylar kimin umurunda
ne diyorduk unuttuk garlar mı aklıma geldi birden aklıma aslında her şey gelir
de de bana sürekliyiz delirme hakkını elimizde tutmakta güneş duvarı delmekte
yaşlılığından olsa gerek zorlanarak biraz da yüksekte o da etken olmalı
kırmızılı çocuğun elinde maydonoz demeti ıslık çalıyor imrenmemek elde değil
aslına bakarsanız önemli bir durumdu bir zamanlar satılmasından hoşlanılmayan
bir gazeteyi satarken oncası içinden yakayı ele vermeden sıvışmak bir şair için
sonra açgözlü şiirler yazmak ciddi bir ağızla yer kazanmak büyüklükte eğri
hoş kokular sürünmek hoş neyse bir cami çevresinde satılanlardan yani
öldürmemek gerekirdi şiddetten söz etmek serbest hacivatla karagözlüm
yıllarca beslemediler mi birbirlerini yar bana bir eğlence diye diye çocuk uyuyor
fazla gürültü etme gölgede perde perde de zenne ne güzel değil mi
deldik yitik çocukluğumuzu sessizlik sessizce ağladı dans edecek değildi ya
yarısı kaldıysa kaldı işte hep aynı masalı dinlediğimizden kaçtık uykuya
tarlaya kadınlar giderken kahveye sağlam erkekler rüzgâr almayan yerlerde
ucuz yaşam öykülerinden uzun metinler çıkmalı her yıl bir çocuk çok çalışmalı
paspas öyle bir iki ayak silmeyle eskimez bir iki çalmayla da çalgı yel ezgileri
akarsuyun yeri değişmedi boyun eğilir mi her yola üstelik mavi başlangıcında sabahın
git git bitmez görünen yol aldatır ağırlaştırır adamı uyku getirir kuşlar ufalır
un ufak olur asfalt fark etmez kış ortasında bile erir sonra ılık bir akışla kaybolur
şimdi sıra göğsünü dinlemede bir kuş hırıltısı duyuluyor pırpır eden kanatsız
sağlıklı denebilir mi buna son çocukluğuna az kalmış çıkacaksın çatıya renksiz
mutlaka bilirsiniz o rengarenk tavus kuşlarını alımlı çalımlı yürüyüşleriyle
güzellik bildirileri dağıtırlar ne hikmetse üstelik izinsiz üstelik saltanat sürercesine
sonsuz bir solukla mı çaldırdınız kalbinizi adına mı kapıldınız sevgilinin ruhuna mı
boş verin bunları siz işinize bakın belki o da fark edecektir bu uzun yürüyüşü
dilerim sevinçler çürümeden mezarlıklar sessizliğinden önce sezinler de bunu
kimsenin güzel düşlerini kimse bıçaklamaz bir ağaç gölgesine çekilip seyretmeli

8 Eylül 2007, 00.30, Ankara

Alaaddin Emre
Kayıt Tarihi : 8.9.2007 00:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


‘’ Ama sakın sanmayın ki bir gizi açıklamaya ya da bir roman yazmaya kalkıyorum...’’ Edgar Allan POE, Morg Sokağı Cinayeti

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Alaaddin Emre