Şöyle bir bir kaç saatliğine de olsa deli deli es
esip savurup gelip beni götür rüzgar
ve kanadına bindirip uçuran martı
yerden bir tüy gibi yükselmek istiyorum
yıldızlar ülkesine
ve deniz sen engin deniz yıkayıp ellerimi yüzümü
ferahlatırsa boydan boya bütün marmara
belki kapanır kapanmayan yaralarım
yalnız kalıp kocaman bir yatağın serin çarşaflarına
atıversem bu tonlarcasına ağır gövdemi
bir kaç gün kapatıp perdeleri
hiç çıkmasam mı gün yüzüne
hiç bir ses olmadan hiç bir his duymadan
ve kaskatı soğuk
eyy fukara gömleği gibi yıkık viran viran gönül
bir an dahi canlanmaz mı kan dolaşmaz mı damarlarında
bir ölüyüm ölmesine de bura nere
burası neresi nasıl bir yer nasıl bir dünya
üstüme üstüme gelsin tüm bulutlar yağsın yağmurlar
fırtınalar uçurun beni uçsuz bucaksız vadilerin
yemyeşil ovalarına uçurun beni
çimdirin dere yataklarında
yalnız kalınca kocaman yürüyüşleriyle üstüme üstüme
gelen acımasız hayaller ne ki bu patırtı bu gürültü
yankı yapıyor sesleriniz delirtiyor beni
anıların ayak sesleri
katbe kat gömüldüğüm bu rutubetll mahzen
bu merdivenler
gökkubbeye tırmanan bir merdiven olmalı
ki çıkıp oradan bakayım kendime
ben nerdeyim
bir kaç saatliğine beni benden alıp götür rüzgar
beni kanadına bindirip uçuran mavi martı
indirme bir daha yere ki
göğün kubbesinde yıldırımlardan
o kutsal meryem tacı takılsın başıma
sana balık sana deniz alırım
sana gök yüzü bağışlarım
Yüksel Nimet Apel
5/Ağustos/2016/Cuma/Bodrum
Kayıt Tarihi : 6.8.2016 11:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!