Ballandırma
Kandırma
Eğlendirme
Çalma
Çarpma
Çırpma
Soyma
Çıplak bırakma
Önde politikacı
Arkada görsel medya
Derununda derin devlet
Ortada çıkardaş felaket
İzleyici vatandaş
Oy veren vatandaş
“Elim kırılsın” vatandaş
Susan / susayan vatandaş
Susan / susturulan vatandaş
Ey vatandaş
Sende katıl oyuna
El at çıkar koynuna
Bir gün sende
Soy soğana çevir çıkarcıları
Ortada çıplak bırak seni soyanları
Yapabilir misin?
Nerede? Sen insansın
Hep insan olarak kalacaksın!
Sen halksın
Dürüst namuslusun
Çalamaz, çırpamaz, soyamazsın
Tek kusurun var
Şikâyetlerinde geçiyor zamanlar
Uyan artık
Sahip çık haklarına kandıramasınlar
Her yerde
Yükselt sesini
Seni asla susturamasınlar…
16.10.2007 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 16.10.2007 00:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire hikaye yazmayacağım..
Tebrikler..
Selam ile..
Dürüst namuslusun
Çalamaz, çırpamaz, soyamazsın
Tek kusurun var
Şikâyetlerinde geçiyor zamanlar
Uyan artık
Sahip çık haklarına kandıramasınlar
Her yerde
Yükselt sesini
Seni asla susturamasınlar…
YÜREĞİNİZE SAĞLIK HOCAM.
MUHABBETLE.
TAM PUAN
İnsanın doğasında var olan çıkarcılık ne yazık ki, toplumsal şartlar, siyasi görüşler ile sürekli öne çıkarılıyor.
Geçmişten bu güne görülen güçler satışmasında ne yazık ki, halk güçsüzlüğüyle sürekli yeniliyor.
Halk çalsa da, çırpsa da, ki yapamaz, hiç bir zaman düze çıkamaz.
Bu yolla çalanlar çırpanlara da bir şey olmuyor. Ta ki... birilerinin tekerine taş koyup ortaya çıkarmak zorunda kalsınlar..
Diyeceğim toplumun üstünde çalanlar, çırpanlar, aralarında kurdukları denge ile ortaya çıkarmayanlar..
Toplumun alt kesiminde halk, bir dilim ekmek çalsa hırsız damgasınıyiyerek, cezaevlerine atılanlar..
Çalışmanızdan dolayı sizi kutluyorum.
tam puan
acizhane olarak bunlarda benimkiler
A Oğul!
Ol hasretin pençesinde elif elif, çırpınıp dursa da yürek,
Aşk-ı Hakk için hakça sevenlere a oğul! Sabr-ı Eyyüp gerek.
Bre Mehmetim! ..
Muktezadır Mehmet’im sana yüceler.
Devleşse ne kadar devleşir cüceler.
Kosova, Prevze sinemde geceler,
Çözülür çözülmez denen bilmeceler,
Mehmet Mehmet adın melekler heceler.
Çok değil Mehmet’im, çok değil daha dün,
Zülüm başladı senin çekildiğin gün,
Şahlan gayri şahlanacağın gün bu gün,
Viyana’da bekler seni nazlı gelin,
Vatikan’da yapacağım sana düğün.
Divanda söyledim bir bir alayını,
Yola çıkardım düğün alayını,
Hanlar, hakanlar çekecek halayını,
Londura’da ayarladım balayını,
Ak gündüz kara geceye yaz ayını
Bırak mösyö, madam, bay, bayan, sayını,
Boşa geçirme şu Ramazan ayını,
Moskova’da yudumla sabah çayını,
Bekletme Çin settin de Kürşat dayını,
Yüce dağlara yaz elif mim aynı,
Hükmetmelisin arzdan, arşıâlâya,
Mehmet’im sakın düşmeden tefrikaya,
En son seferini sakla Afrika’ya,
Ayağını basmadan Antertika’ya,
Nefsini yenmeden de dönme sılaya.
TÜM YORUMLAR (47)