Cihanbeyliyim dostlar tanırmısınız!
Kök salmışız Siverek'te,Malatya'da,Konya'da
Kurmuşuz göçü Elazığ'da,Erzincan'da Maraş'ta.
Koyun gütmüşüz Suriye'den Erzurum'a
Mekan tutmuşuz yaylaları.
Hep kavgalı olmuştur dönüşümüz.
Ondandır eşkiyayla dost oluşumuz.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
yüreğinize sağlık, çok teşekkür ederim, şiirinizde kendimi buldum. bu şiirin bir hikayesi var mı? sanırım olması lazım. kıl çadırından bahsetmişsiniz. bu kıl çadırını benim amcam da çok anlatıyor. osmanlılar zamanında bizim kabile asker yerine devlete kıl veriyormuş, o yüzden kılveren diye kalmış adı. amcam öyle anlatıyordu bize. şiir için çok teşekkür edim.
'Bakmayın buralarda saksıda yetiştiğimize
kökümüz ta oralardadır'Demişya usta
'Eşkiyaya dost olmuşuz.'Sizin kide aynı değerde güzel.
Toplumsal bilinci yüreğe teşekkürler.
o ki kan barut kokar havası,yanık yıkık evleri,alevler içinde dağı taşı,mavzer sesleri,domdom kurşunları vızıldar,başları üstünde insanlarının,delip geçer bağrını,yiğitlerinin,o ki ,göç eder yerinden yurdundan,o ki adına Dersim derler,işte ben oradanım,Dersimliyim ben,sevecen babacan,bağışlayıcı koruyucu,ve dünya insanlığını seven,ben dersimliyim iki gözüm.....Sevgili Fazlı şiiriniz gerçekten şiir gibi olmuş anlatılmak istenilenler tam anlamıyla anlatılmış.Sizi kutluyorum ve bu şiirinizi şiir listeme alıyorum.Not:Çok yıllar önce öğrenciyken Birvan'a gitmiştim cennet gibi bir yerdi,şimdi nasıldır bilemiyorum..Saygılar..Fikri KÜÇÜKUKUR..
DESTAN GIBI BIR SIIR OLMUS KALEMINIZE SAGLIK DEVAMINI DILIYORUM
aslını inkar eden haramzade,diye bir deyim vardır.
maalesef kendi soyundan utanan insanlarında olduğu bir yerde
ne güzel dile getirmişsiniz ,insanlarınızın özeliklerini.
tebrikler...
Yüreginize Saglik.
Taniriz elbette Vatanimizda Olmasak bile.
Gercekten cok güzel yazmisiniz.
Aydının Volkanından anca ilim lavları ışıtmalı karanlıkları ki öyle de gözükmekte .Göçer olmanın bir başka boyutu vardır çok yaşayan değil çok gezen bilirmiş .Yol yordam bilmek görmüşlük geçirmişlik yaşamış örneklerle görmemişlerin kakışmasıdır bu gün yaşadığımız açmaz.Kalemine sağlık .
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta