Hadi! Dedim Beni anlat;
Bana anlat, hiç durmadan.
En azından birkaç dizge
Hatırı kalır bir kaç satır.
Bakma bedbaht bu halime
Herkes günden güne değişerek
Aynı formüle kendi değişkenini koyuyor.
Boşlukları doldurayım derken
Kendini boşlukta buluyor.
Benim cebirim alaturka vesselam.
Birin ikiyi ardışık değil de
Çocukluğumda;
Giden her şey ve herkes geri dönerdi.
Köy kahvesinden pat pat motor sesiyle dedem.
Bahçeden kovduğumuz köpekler, askere giden komşunun oğlu...
Çocukluğumda;
Dönen her şey ve herkes güzeldi.
Sana sarıldığım gün
Zamanın durabildiğini,
Mesafelerin kilometrelerden ibaret olmadığını,
Yolların hükmünü kaybettiğini gördüm.
Gün aymadan uyanışlarım ve
Katıksız doyan bünyemden öğrendim biyolojinin çöküşünü.
İyi mi gördün beni?
Eyvallah!
Aslında hiç öyle değil.
Kokunu unutmak için uyuşturduğum beynimin,
Uyuşukluğunu yaşayan bedenimle savaşıyorum.
Kolay mı sanıyorsun?
Ziyadesiyle kirlenmiş hayatınız bayan!
Fail-i meşhur yaşanmışlıklarınızın;
Hazin sonunu yaşıyorsunuz büsbütün.
Ne siz dokunabileceksiniz artık huzura,
Ne size dokunanalara nasip olacak ebedi mutluluk.
Vefasız...
Yine düştün aklıma.
Huzura dokunup
Gittin bir anda.
Unutmak mümkün değil
Sevme beni,
Beni anla!
Belki de tek ihtiyacım bu.
Kaybolan yılları telafi etmek gibi bir niyetim yok!
Günü kurtarsam kafi fakat onu dahi yapamıyorum.
Tabuta girer gibi giriyorum yatağa ve
Yokluğundu varlığımda hissettiğim.
Sancıların doğurduğu baş ağrıları;
Süzgecinden yalnız nefret geçen histeri...
Döner durmaz, usanmaz,
Şekli değişik son bulmaz “murphy yasaları”.
Ve klasik yapışkan yorgunluklar falan filan.
Hoş geldin,
Sağ olasın...
Aşkı adam,
Adamı âşık etmekte ustasın.
Kendimi sevmeyi öğrettiğin günden beri
Lüzumsuz buluyorum hayattan kaçmayı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!