Ilık bir rüzgar esti Rodos kıyılarında
Fenerci Asım işini yapıyordu
Dalgalar kükremiş, vuruyor kayalara
Rüzgar değil mi, sert ama ılık
Eteğine eteğine vuruyordu Asımın kızının
Yaşı on sekiz
Hava zifiri karanlık
Sisler arasında kaybettim seni
Yüreğimde derin bir sızı
Seni arıyor gözlerim
Ellerim boşa atılıyor birden bire
Arıyorum,
Bir şair öldü bu akşam
Adını ben bile hatırlamıyorum,
Yaşlı gözlerle derdini son kez ay ışığında anlatan
Bir şair öldü bu akşam.
Bir şair ki
Şu kahpe ve yalan dünyaya esir olmayan.
Sende benim gibi dünyadan habersizsin
öyle dalmışız ki hayallerimize
kim ölmüş, kim kalmış umrumuzda değil
çiçekler açmış
gökkuşakları,
biz,
Hayatta hiç mutluluk görmemiş
hiç bir sevdaya tutulmamış
umursamaz
utangaç edasıyla,
korkuyordu.
Çakmağımda gaz bitmiş
sigaramı yakamadım kederliyken
belki de üçüncüyü söndürecektim sol kolumda
‘Boran Fırtınası’ nı dinlerken ‘Berdan’a geçiyordum
‘Güleycan’ a, ‘Cemo’ ya, Cemocana
neyse ki kibrit taşıyordum yanımda.
Siyahtı gözlerin,
bir gece misali,
geceyi aydınlatan fener,
kaldırımlardaki sokak lambası,
sulardaki yakamoz,
‘Gülme ey nazlı çiçek! ’
Seni de neşeli diye,
Güzel diye koparırlar toprağından,
Ayırırlar,
Hasrete sürerler,
Su vermezler artık,
Öylesine bak ki!
o derin,
dürüstçesine,
namusluca parlayan gözlerinle,
mutluluk taşıyan kelebekler,
pencereye konan kırlangıçlar gibi bak;
Hata yaptım biliyorum
Nedenini sormayın bana
Geceler neden bu kadar ıssız
Ağlatmayın, güldürün beni.
İnsanlardan kaçıyorum ama
bu sayfayı hiç takip etmediğini artık biliyorum.. ama önemli değil.. çünkü şu an sana ulaşmak eskisinden daha da kolay :) .. görüşürüz