Masam çilindir sofrası
bir kadeh, bir şişe rakı
neylersin koca çam
yalnızlığımla başbaşayım.
sessiz ve de kimsesiz
düşünüyorum...
Dışarda yağmur yağıyor öyle mi?
başımı kaldırıp bakamıyorum
hastayım,
bir çıtırtı duyuyorum
ağaçların yaprakları kımıldıyor
köyümde olsam
Gün olur anlarsın belki,
tuz basmak kanayan yaraya,
geceleri uyanmak,
korkusuzca şiirler yazmak sana,
nasır tutarcasına ellerim,
umut aramak...
Ne zaman yanına gelsem
çekip gidiyorsun,
sessizce,
yaklaşsam sana
kaçıyorsun,
yarım bırakarak umudumu.
Bir yaz mevsimiydi sanki içime çöken.
ılık rüzgarlar esiyordu sensizliğin gölgesinde.
oysa ki sıcaktan çatlamış dudağımda bir meltemdin, bir esinti.
biliyorum.
sen yokken bile su vardı dağlardan akan...
Ben hayatı değil!
Eline bir parça ekmek verilmiş
Patlak topla oynayan, ayakkabısı olmayan
Sokakta donsuz gezen
Yamalı gömlek, yırtık kazak giyen çocukları seviyorum.
Doğu ekspresinin düdük sesleriyle uyanırdık Cebeci Yurdunda;
Oysa ne kadar da güzelmiş kara trenlerin geçişi.
Arkadaşlarla bir odaya toplanıp türküler söylerdik
Halaylar çeker, zeybek oynardık
Mardinlisi, Sinoplusu, Aydınlısı bir olup;
Bir yıldırım çarpması gibi,alıp beni uzak diyarlara getiren,
Göğsüme bıçak saplanmışçasına nefes alamadığım dakikalar,
Ve sonra yağmur altında dilerkler dilediğim,
Acıları geçmişe gömdüğüm(ki canım daha çok acıyor) ,
Şu vakitsiz,geceden sabahın devraldığı bayrak vakti!
Dostlarımın gözleri nemli,ve ıslak ıslak o temiz yüzleri,
Ankara’da bir öğrenci
Tipiye karşı siper almış otobüse biniyor
Kulakları soğuktan donmuş
Bir ara kımıldatamıyor ellerini
Zor bilet atıyor
İsmetpaşa’dan geliyor belli
Sinir küpüydüm
Bir sigara yakmak istedim
Olmadı, boğazım kurumuş
Yüzümde çizgiler
Saçımda ak.
bu sayfayı hiç takip etmediğini artık biliyorum.. ama önemli değil.. çünkü şu an sana ulaşmak eskisinden daha da kolay :) .. görüşürüz