Şimdi haritaların üstünden enkaz dumanı tüten şehirlerinde hiç yaşanmamış gibi duran adresler arasında dolaşıyorum., yanımda dünleri kayıp bir çocuk yürüyor… Ellerini sımsıkı tutuyorum…
Ne bir kuş var gökyüzünde aradığımız adresi soracak ne de bir balık kıpırtısı denizde… Ya maviler dersen., eline fırçayı alan üstünü boyamış istediği renge…
. ,
Çocuğa dönüyorum yavaşça.,
‘hadi sen uçurtma ol şimdi ben de sandala benzeteyim kendimi., öyle arayalım aradığımız adresleri., ne dersin’ diyorum...
Peki der gibi başını sallıyor...
. ,
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla