Bir Çocuğun Sessiz Çığlığı
“Dicle’nin kenarında bir kurt bir kuzu kapsa, bunun hesabı Ömer’den sorulur.”
Ne ağır, ne yüce bir söz…
Ne var ki, yıllar geçti; o söz, dudaklardan yüreğe inemeden yitip gitti.
Artık Kurtlar, Dicle’nin kenarında değil,
şehrin arka sokaklarında,
metruk binalarda, okul önlerinde pusuya yatmış....
Ve ümmetin evlatlarını dişleriyle değil,
yoksulluğun, işsizliğin, çaresizliğin ve uyuşturucunun pençesiyle kapıyorlar.
Dicle’nin suyu hâlâ akıyor belki,
ama adaletin sesi o suda çoktan boğuldu.
Bir vakitler “mesuliyet” diye anılan şey...
Şimdi istatistiklerde kaybolmuş bir sayı....
Sokak lambasının altında sönmüş bir umut gibi.
Bir çocuk elinde çakmak gazı,
Gökyüzüne değil, unutuşa bakıyor.
Bir anne, evladının nefesini dinliyor geceleri...
Ya hâlâ dönmediyse?
Bir baba, suskunluğuna sığınıyor,
Çünkü kelimeler artık çaresiz...
Biz ne ara bu kadar alıştık bu manzaraya?
Ne ara bir milletin kalbinde yanan bu sessiz yangına su taşımayı unuttuk?
Bu çocuk, bizim mahallemizin çocuğu…
Bizim ülkemizin, bizim sokağımızın evladı.
On yaşında…
Elinde bir oyuncak değil, bir çakmak gazı var.
Bir cami avlusunda oturuyor.
İnsanlar geçip gidiyor yanından...
Kimi bir an durup bakıyor,
Kimi başını çeviriyor,
Ama hiç kimse durmuyor.
Bu sadece bir çocuğun değil,
hepimizin kaybı.
Çünkü madde bağımlılığı artık sokakta değil,
çocukluğumuzun kalbinde soluyor.
Görmezden gelmeyelim.
Görmek, bir şey yapmak için atılan ilk adımdır.
Kayıt Tarihi : 24.10.2025 12:37:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!