Çığlık Şiiri - Hüseyin Çetin İsmailoğlu

Hüseyin Çetin İsmailoğlu
39

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Çığlık

Ateşin ateşle terbiye edildiği
Cehennemin en debdebeli yeri
İblisler ve ateşperest tebaa
Cehennemin orta yeri
Namı diğer Leza da yaşıyordu
Kızgın şişler ateşten toplar
Kızgın yağda kavrulan
İblisten piçler
Ateşler içinde yanan
Ateşperestler
İnilti böğürtüleri ile
Ortalığı yıkıyor feveran ediyordu
Ne büyük yanılgı içindeydik
Ahmakça Allah’a karşı geldik
Bu ne büyük azap
Ne büyük keder
Galya kuyusunun en altında
Azapların en çetinine duçar olduk
Sadece bazı iblisler
Olayın farkındaydı
Altta üç kat daha vardı
Birden bire hepsi birden durdu
Bir çığlık duyuldu ki ne çığlık
Hepsini bastırıyordu
Kalabalık iblis topluluğu
Ortadan yarıldı
İblisler ve müritleri bir an
Kendi azaplarını unuttu
Dikkat kesildi
Gelenlerin azabı duyulunca
Ateşten toplar akide şekeri
Kaynar kazanlar
Soğuk duş olmuştu
Öyle bir çığlık
Öyle bir çığlık ki
Araf’ı aşıp cennete ulaşıyordu
Yarılan kalabalık
Çığlığın geldiği yerden
Sahibini bekliyor
Ve merak ediyordu
Gelenler kimdi
Çığlık duyulmaya başladıktan
Beş yüz yıl sonra
Ufukta göründüler,
Yaklaştıkça çığlık
Dayanılmaz bir hal alıyordu
Gelenlerin boyu bin
Eni iki yüz elli arşın
Zebaniler önlerinden kaçışıyordu
Bedenleri öyle siyah, öyle siyahtı ki
Daha evvel
Kimse, böyle bir siyah görmemişti,
Geçtikleri yerleri karartıyorlardı
Boyunlarında ki
Kızıl kordan yularlarını
Beş bin arşından
Zebaniler çekiyor
Dileriyle boyunduruklarını yalıyor
Kalp ve beyinlerini çıkartıp
Yerde debelene, debelene
Kor alevlere bastırıyorlardı
Öyle pis öyle pis kokuyorlardı ki
Pislik yiyen iblisler bile,
Tiksiniyordu
Nerden gelip nereye gidiyorlardı
Ateşperestin biri bir iblise sordu
Neden,
Bedenleri kara ateşten
En şiddetli bir kordu?
İblis,bunlar ya münafık, ya mürtetler
Yada Allah’a şirk koşan müşrikler
Dedi ve devam etti
Şirkten Allah’a sığınırız
Ne Allah’ı inkar ettik
Nede ona eş ve ortak koştuk
Biz kibir ve hasedimize yenildik
Biz korkar ve kaçarız
Putperestten, müşrikten,
Münafıktan, mürtetten
Bize verilen mühletten
İstifade edip
Ademoğluyla uğraştık
Lakin bu gelenlerin yanından
Dünyada da kaçtık
Çünkü onlar varken
Bize ihtiyaç yoktur
Onların küfrü onlara da
Çevresine de yetiyordur
İblis konuşuyordu lakin
Ne o ne de yanındaki dinliyordu
Çığlık hızla ve taşıdığı
Azap dolu hırsla yaklaşıyordu
İblisler gördükleri karşısında
Artık hayretler içerisinde
Etrafa ta çığlık çığlığa kaçışıyor
Müşrikler, münafıklar ve mürtetler
Sekiz bin derece korda
Serinlemeye çalışıyordu
Ateşlerini kendi bedenlerinde
Kabirden taşıyor
Karanlık oluklarından irin akan
Dehlizlerden hayvanca böğürerek
Berzahtan berzaha geçiyorlardı
Kabir aleminden onlar ayrılınca
Ehli kubur rahatlıyordu
Bedenlerindeki ateş,
Ateşi bile yakıyordu
Artık iblisler onlara bakamıyor
Bakanın gözleri
Kuru saman gibi tutuşuyordu
Ve iblis, mırıldandı, çığlık çığlığa;
Beyninle şirk et, kalbinle tasdikle,
Dilinle dillendir aman Allah’ım
Bu ne cesaret, bu ne ahmaklık ve ne azap
Evet, evet geliyorlardı
Dilleriyle boyunduruklarını yalıyor
Kalp ve beyinlerini çıkartıp
Yerde debelene, debelene
Kor alevlere bastırıyorlardı
Çığlık, çığ gibi çığlığa karıştı
Çığlık çığlığa geçtiler
Çığlık çığlığa gittiler
On bin sene kalkmadı
Ne yerdeki izleri
Ne havadaki kokuları
Ve on bin sene silinmedi,
Kulaklarda ki uğultu
Çığlık çığlığa, çığlıkları

Hüseyin Çetin İsmailoğlu
Kayıt Tarihi : 7.8.2009 20:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hüseyin Çetin İsmailoğlu