Rüzgarla gel sevgili,
Hasretin ilacını getir bana
Kahrediyor onulmaz karanlığı gecenin
Yangın yeri, darmadağın yüreğim
Kuruyan yapraklara dökül yağmurla
Kan damlıyor gülün beyazına
Son çırpınış belki bu kanatlarımın,
Son demi hayatımın
Mutluluğun, acının, yalnızlığın,
Hüznün ve tüm duyguların sonu
Kimbilir belki,
Birazdan bitecek hepsi
nasıl paylaşılır yalnızlık
geceler dolunay olduğunda
etrafta kimsecikler yoksa
çaresizlik kapını çalıp durursa
anlamsız acılar kapladığında
yüreğinin derinliklerini
Hüzün taşımasın dağlar,
Karanlık çökmesin doruklarına,
Gökyüzü bu denli solgun
Evler, taşlaşmış yürekler gibi,
Yollar sanki ayrılığın habercisi,
Sokaklar ıssız, terkedilmiş
Gerçek dostluk ile hakikat sende
O gülen gözlerinde, nur yüzünde
İmtihan için geldiğimiz yerde
Sığınılacak liman menzilinde
Dünyayı sarmış kapkara bir duman
Dün;
Aşkımı ilan ettim ona
Seni seviyorum dedim pervasızca
Kuru sevda bunlar dedi
Benim için nimetsin,
Sana tapıyorum dedim
Özledim;
Annem seni, evimizi, sobamızı
O yemyeşil bahçemizi
Dertleştiğim ağaçları, kuşları
İlkbaharda açan zambakları
Kuyumuzu özledim,pınarlarını
Bir damla düştü yalnızlığın koynuna,
Gönül pencereme vuran damlalar
Göğün yanağından süzülerek aktı kanıma
Kirpiklerin ok misali saplandı hayalime,
Kalbi kırık mor dağlar karşımda
Yalnız ama tüm heybetiyle ayakta
Yeni doğuyor ay,
Korkunç gece başlıyor şimdi
Tüm evler içindekilerle mutlu sanki
Oysa ben yapayalnızım dört duvar arasında
Hüznü soluyorum aldığım her nefeste
Zehrini içiyorum yudum yudum
Yalın ayak koşar gibi mutluluğa, hasretle
Bu seher vakti üşüyor yine yüreğim
Bir sevgisizlik çölünce, kaktüs misali
Hiç el değmemiş buruk kırıklıklarımla
Aç kurtlar gibi saldırıyorum aşka
Ateşten bir gerdanlık takıyorum boynuma
Yalnızlık şiiriniz çok güzel olmuş