Gün çoktan çekilmiş,
Kent, sessiz bir kandil gibi yanıyor akşamla birlikte.
Ve zaman, kutsal bir kitap gibi durur ezberimde.
Kaç yıl yaşarım, bilinmez;
fakat içimde bin yılın endişesi var,
geçmişten kalan...
Aşk tükendi mi, yoksa
yüreğim mi çok yavaş bu aralar?
Belki de her şey yerli yerindedir,
yalnız ben fazlaca yer değiştirmişimdir kendimden.
Aynaya bakınca gördüğüm yüz,
çocukluğumun içinden geçen bir yabancı gibidir artık.
Bir dua gibi yaşarım geceleri,
yarım kalmış her cümlenin ağırlığında.
Bir zamanlar umut dediğim şeyin
şimdi neye benzediğini bilmiyorum.
Sözler eskidi, suskunluk bile yoruldu.
Kâğıtlarda birikiyor söyleyemediklerim,
bazı harfler kalbime batıyor fark ettirmeden.
Ve ben hâlâ inanıyorum:
insan sustuğu kadar kırılır,
ve bazı sessizlikler mezar taşından sessizdir.
Zaman geçmiyor değil,
yalnızca aynı acıyı başka saatlerde hatırlatıyor bana.
Belki de yaşamak,
aynı yarayı farklı isimlerde aramaktır.
Ve bir nefes…
çığ gibi düşmeden duruyor göğsümde.
Kayıt Tarihi : 8.10.2025 23:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!