Çiğ taneleri düşmüş yüzüne...
Yalnızlığın boğuyormuş git gide seni.
Alkol duvarlarını aşıyormuşsun geceleri.Sonra sigara külleriyle harmanlanmış kağıtlara bir kaç eski mısra...
Yüreğine bir eskimiş sevda...
Beraber dolaştığımız bütün sokakları ziyaret edip adımı çağırıyormuşsun yasak olsada bu sana...
Çiğ taneleri düşmüş yüzüne.
Menekşeleri gözyaşlarınla büyütüyormuşsun.
O çok sevdiğim şekilde omuzlarına uzatıyormuşsun saçlarını.
Sevişmek ölüm geliyormuş artık; sancılanıp duruyormuşsun geceleri.
Hep aynı şarkıya saplandığını söyledi eski tanıdıklar.Gözlerinin kıyısına ölü martılar vuruyormuş.Gecelerse bir başka cehennem; tüm zebanileri işkencede.
Doğmamış bir çocuğa kağıttan bebekler kesiyormuşsun elişi kağıtlarından.
Tarif edilemez yalnızlıkları ben çok iyi anlarım.
Nikotin nöbetlerini,alkol komalarını.
Şarkılar birer saplantı oluyorsa geçmişe dair; giderek yalnızlaşıyorsun demektir hücrende.Ben yazıyorum hala.Seni yazıyorum,yalnızlığımı yazıyorum,biten sevdaları yazıyorum.Ve gözlerine sevdalı çiğ taneleri biriktiriyorum gözlerimde.
Sende bir şeyler yaz geçmişe dair; üzerinde çiğ taneleri dolaşan ve sigarayla harmanlanmış kağıtlara.Belki çiğ taneleri buluşurlar bir gün bir yerlerde.
Ama sakın adımı yazma,adım geçmesin yazılarında.Biliyorsun çok uzun zamandır adım hala yasak sana...
Kayıt Tarihi : 21.10.2006 23:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)