Erzurum'un bende çok güzel hatıraları vardır. 25 yıldan fazladır, benim için hüzünlü bir zaman diliminde onun o meşhur kışında kendi isteğim dışında bir başıma, parasız pulsuz, mutsuz ve umutsuz yolumun düştüğü bu şehir, bu güzel, yiğit ve mert şehir benim elimden tutmuş ayağa kaldırmış, zor bir kışı kolay kılmış beni bahara ulaştırmıştı.
O bahar; bir Ramazan günü hem biraz zaman geçirmek ve hem de kış boyunca merak edip de bir türlü gidemediğim Çifte Minareli Medrese’yi, hemen yanındaki Ulu Cami’yi gezip görmek istemiştim. Kaldığım yere de çok yakındı.
Taş mağazalardan yukarı doğru geze geze vardım önüne. Muhteşem görünüyordu ama sanki o da benim gibi yalnız, sanki öz vatanında gurbette ve sanki biraz da hüzünlü gibiydi.
O büyük taç kapıdan içeri girdiğimde yanılmadığımı gördüm. İçerisi yıkık bir viraneyi andırıyor, her tarafı dökülüyordu. İçim ezilmişti bu vefasızlığa, üzülmüştüm. Çok duramadım çıktım.
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta