Zamanın birinde bir çiçek beklerdi, bir merdivenin eşiğinde.
İnce sarı saçları düşermiş her gün bedenine.
Hafif bir gülüşü yakarmış sessizce nice ormanları.
Bir gün bu ateşin içine bir yaprak düşmüş.
Yanmış çiçeğin aşkı ile...
Onun o beyazlığında kaybolmuş.
Hiç söyleyememiş aşkını, hiç kimse sormamış derdini.
O yandıkça çiçek güzelleşmiş, güzelleşip daha çok yakmış.
Bütün dünya çiçeğin önünde eğilmiş.
Çiçek kibirle güzelliğini göstermiş her gün, herkese.
Bir tek yaprak bakamazmış ona, baktıkça yanarmış, yandıkça çiçek güzelleşirmiş.
Geceler gündüzleri kovalarken, yaprak küsmüş bu dünyaya.
Kibirli çiçek güzelliğini övdürmüş her yana, her aynaya.
Bir damla mutluluk istemiş herkes, bir zerre gülücük vermiş çiçek.
Her gülüşünde bir güzel yanmış onun ateşi ile...
Her yangında çiçek daha bir kibirle, daha bir güzellikle göremez olmuş yaprağı.
Zaten yaprakta solmaya başlamış her bekleyişte.
Kısa bir bahardan sonra kış gelmiş...
Yaprak toprakta bir boşluğa sıkışmış ve ağlamış.
İçindeki yangına su serpmiş her damlası ve yavaşça örtmüş kar taneleri yaprağı.
Yaprak ölünce çiçek güzelliğini yitirmiş.
Her gün daha bir matlaşmış ve artık kimse onun aşkı ile yanmıyormuş.
Çiçek her gün yaprağı aramış dünyanın her yerinde.
Fakat bulamamış...
Yaprak sessizce kaybolmuş...
Kayıt Tarihi : 26.1.2010 22:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!