CHP ile ilgili yazıma yapılan yorumlara ...

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

CHP ile ilgili yazıma yapılan yorumlara CEVAPTIR

Yazdığım kısa ve öz yazıya aldığım cevaplar maalesef çok üzücü… Özellikle de şairlik iddiasında bulunan insanlardan bunu beklemezdim… Nedenlerini kısaca açıklamak istiyorum.
Bir siyasi parti nedir? Yazıyı uzatmamak için dünya ile ilgili sorumluluklarını geçip yalnız ülke ile ilgili sorumluluklarından söz edelim.
Bir siyasi parti her ne kadar seçimlerde belli bir kesimin oyunu alsa da, meclise girince bütün bir halkın temsilcisi durumundadır. Ayırım yapmadan her kesimden insanın dertlerine kulak vermek sorumlulukları arsındadır. İster iktidar olsun, ister muhalefet olsun bu böyledir. Bunu unutmamak gerekir.
Ana muhalefet partisi iktidarı denetleme görevini üslenmiş bir partidir. İktidardan sonra en büyük sorumluluk da ana muhalefet partisindedir.
Bütün bu görevler, yasama yürütme ve yargı organları ile kontrol altına alınır. Meclisin görevi bunları organize etmektir.
Denilecek ki: Çoğunluk iktidar partisinin elinde, mecliste istediğini yapabiliyor. Doğrudur. Peki öyle olunca muhalefet partisi eli ayağı bağlı seyrecek mi?
Avrupa ülkelerinde görüyoruz. %1’lik zam gelince muhalefet sokaklara dökülüyor. Eğer örnek aldıkları (öyle demek zorundayım çünkü sadece kendilerinin kurtuluş savaşının savunucusu olduğunu sanıyorlar) Mustafa Kemal, dağlarda çeteleri örgütlemeseydi bu ülkeyi kurtarabilir miydi? Demek ki lafte Kemalistler… Bu gün sokağa çıkmaktan korkan bir CHP var. Kendi özgürlüğü için mücadele edenleri doğrudan hedef alan bir CHP var. Kedini sadece Laiklik ilkesiyle sınırlamış bir CHP var.
Altı okun; Küreselleşme ile ne milliyetçiliği kalmıştır, Her yıl zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu bir sistemde ne halkçılığı kalmıştır, bütün üretim araçlarının yabancı tekeller eline geçmesi ile ne bağımsızlığı kalmıştır, iktidar olmak için dünyanın merkezinden izin almadan hükümet olan bir ülkede ne devletçilik kalmıştır. Uzatmayalım… Olmayan şeylerin partisidir diyebiliriz.
Laikliğe gelince; ülkede dini devler temelleri atılırken, iktidarla aynı protokala imza atan bir ana muhalefet partisi vardır. Muhalefeti iktidardan beklentisinden ileri gitmemektedir.
Eleştiri hakkı vatandaş olarak her bireyin hakkıdır. Eleştiri kurumları yıkmaz iyileştirir. İktidar partisine karşı hemen hemen her gün eylem yapan bir kesime, CHP’yi değil, ‘’gidin faşistleri eleştirin’’ demek sorumsuzluktur. Bu toplumun bir parçası olarak kayıplar da kazançlar da ortaktır. Toplumun genel çıkarları için her kurumun ve bireyin ortak davranması gerekir. Burada belli kaygılar nedeniyle, haksızdan yana tavır almak, ya da haklıyı ezerken susmak, genel çıkarlara zarar verdiği için eleştirilecektir. Eleştirmeden yanlış düzelmez… Eleştirileri kabul edemeyen bir parti ana muhalefet partisi bile olamaz.
Şairlik iddiasında bulunan arkadaşların sorumlulukları bu konuda daha fazladır. Toplumun daha refah bir düzeye çıkarılabilmesi için mücadeleye soyunmuş insan demektir şair. Ama hemen ani bir refleksle, eleştirilere açıklamasız, doğruları ve yanlışları sıralayıp artıları ve eksileri tartarak yazışabilmeliler. Eleştiri yapanı doğrudan düşman olarak görmek şairlik iddiasında olanlara yakışmaz. Zaten CHP bu kadar yozlaşmışsa, kendi içinde uyarıcı insanların bulunmamasından, ya da uyarıcı insanların barındırılmamasından dolayıdır. Bu tavır partiye iyilik değil kötülüktür. Her partide demokrasinin kıtlığı demokrasi iddiasındaki partilileri ve partiyi rahatlatmamalıdır. Her konuda yarış halinde olan çağımızda siyaset ve demokrasi konusunda da yarış etmek zorundayız. Dünya hızla ileri giderken bizim gerilere sürünmemiz, özellikle ulus partisi olmakla öne çıkan partilerin (ki CHP nin altı okundan biri de budur) sınavı sadece kendi ülkesindeki partilerin ölçüsüyle olamaz. Dünyaya bakmak ve diğer uluslarla yarışması gerekir.
Her eleştiriyi CHP düşmanlığı olarak ele aldığınızda, aynen AKP’nin yaptığı duruma düşersiniz. Bana karşı olan benim düşmanımdır. En büyük yanlış, kişilerin veya kurumların tek doğru olarak kendilerini görmesidir.
Kısa yazımda, özellikle bu günün şartlarının geçmiştekinden farklı olmdığını, gelecekte de bu gün karşı çıktıklarının posterlerini taşıyabileceklerini belirtmek istedim. Tarih hiçbir şeyi affetmiyor. Geçmişte yapılan hataların özeleştirisini yapmadan bu gün bayrağını taşımak sadece oy avcılığından ibarettir. Nazım Hikmetin, hapis cezalarında, sürgüne gitmesinde CHP’nin günahları çoktur. Bu gün bayrağını taşıyor. Ama özeleştirisini yapmamıştır. Dersim olayı öyle, Muğlalı olayı öyle… daha da uzatılabilir. Amaç bu gün aynı hataları tekrarlamamalı…
Hepimizin anti demokratik kabul ettiği 12 Eylül yasasıyla bile kurulmuş ve seçimlerde 6 milyon oy almış bir partinin siyasi hayattan uzaklaştırılmasına ‘’evet’’ diyebilen bir partinin demokrasi adına savunulabilecek bir tarafı olamaz. İşçi hakları ve diğer sorunlara da girersek çok uzayacak onun için kısa keseceğim… Dünya da olup bitenlere bakın. Savunduğunuz birçok şey de Avrupa İnsan Hakları beyannamesine bile aykırıdır. Bu gruplarda bile söylenmesi uygun olmayan bir partiye, aynı dilde söylemde bulunamazsınız.
Öne insan vardı. Partiler sonradan çıktı. İnsanı öne almayan hiçbir kişinin ve kurumun artık dünyada yeri olmamalıdır. Bu ancak egemen güçlerin istediği bir şeydir. Çünkü onlar inçin önce mal ve para gelir. Bizler insanlığı koruyamazsak önce kendimiz zarar görürüz. Amacımız insanlığı geliştirmek olmalıdır. Ucuzlatmak olmamalıdır. Saygılar.

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 4.5.2016 23:43:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Halil