Charles Dickens Yazilimli Devrik Günceden 2

Londra ve Paris`tir iki sehrin hikayesinde bahsi gecenler. Her iki sehir de kendi krallarinin ihtisamina ve imtiyazina bagli seckinler soytarilarinin sefil -yoksul insan yiginlari hak ve özgürlükleri temelinde sinirsiz gasp, talan, linc, tecavüz, zorbalik ve keyfiyeti hic bir hesap verme sorumlulugu olmadan ve kimseye sormadan – insanlarin tavsanlar gibi av köpeklerinin kovalayislari ugrunda korkuya siginmis kacislarla ölmelerinin siradan dogal yasam günlügü sayildigi- secilmis yeryüzü tanrilari gibi celiskiler yumaginda sosyal kanamali dert ve sorunlar biriktirerek kendine kapali disardaki gittikce yükselen iniltilere ve cigliklara umursamaz, sür sefa alemindedirler.

Fakat bu umursamazlik, bütün cürümüs yozlasmis kokusmus degersizlikleriyle saydam ve kirilgan bir dengesizlik üzerinde her an tüm zayif noktalarindan catlayip koptu kopacak olan toplumsal patlamayi bütün bastirilmis acilari yikimlari tutsakliklari baskilari tehditleri tarafli mahkemeleri yalanci sahitleri pesin hükümlü kararlari gizleip saklamaya yeri günü zamani ve insan dayanma gücü kalmamisligiyla, artik hergün biraz daha yogun, aciktan aciga, göstere göstere sessiz derinlikte ilerleyip gelen kasirgaya dönüsmektedir.

Cogu zaman göstermelik yargilar yahut hic yargisiz infazlar, uydurulmus kurmaca suclarla kim soylu seckin saray etrafli güruhun buyuran özel imtiyazli zevki-keyfinin yolunda öylece geciyorken bile, yaka paca prangaya vurulup diri diri kolu bacagi kafasi gözleri organlari son solugunu teslim edinceye kadar tek tek ve her safhasinda artiran cellatlikla kafadan ve keyifte sulu sayilanin cani alinmaktadir.

Asil adi Everemonde olan Charles Darnay, hakkinda -Ingiltere`nin baristan cok savaslarla tarih yazdigi ve arasi hic düzelmeyen - Fransaya`ya siklikla gidip geldigi sebebiyle, tutulmus olan yalanci sahitlerin tanikliginda, Mansch Denizininin iki yakasi arasinda gidip gelen gemi yolculugu sirasinda birileriyle gizli sakli seyler konustugu iddasina dayanarak son yolculugun hemen ardindan tutuklanip, savcinin parca parca linc edilerek öldürülmesi talebiyle vatana ihanetten mahkemesi görülüren, sucluluguna dair neredeyse hüküm karari pesin ve kesin gibi bakilirken, durusmanin seyrini masum oldugu kanaat ve beratiyle sonuclandiran ayni geminin biricik kiziyla birlikte hem tanigi hem de saygin kisiligi oldugu sebebiyle Dr.Mennet`in göstermelik yargilamanin kararini köklü sekilde degistirecek olan ifadesine bas vurulur. Savunma sirasinda salona her mahkemeden sonra kann kokusuna alismis uyuz sineklerin ugultusuna karismis karar sonrasi lince katilasmis ruhsuzlugun merakli bakislarla hinca hinc doludur.

Cünkü her uyusmaz anlasmazligin korkuyu korkuyla bastirip besleyen kayitsiz ilgisiz uzak ve kenardan donmus saplanmis kalmisliginda, üstünde tasidigi bütün degerleriyle birlikte kendini ölüme birakarak terkettigi yoksunlugun yerini alismis kaniksamis kalip kapsül ve kafeslerin bütün ölümcül bagililiklari ve olumsuzluklari güdümüne girer ve yaratiklasir insan. Zeytinlikleri tarlalari baglari bahceleri sonu gelmeyecek hirs ihtiras vurgun talan ve doyumsuzluk zehirlenmeleri ve sapkinlikari ugruna yakip yikip kökünü kaziyarak bütün duygusu düsüncesi ilgisi niyeti cabasi gayreti özel imtiyazli sahsina müstakil her inandigi ve buyurdugunu saplantili egilimleri kutsanmis vazgecilmezler olarak dayatip direterek yerine fiyakasi insanligi bitmis kopmus sonlanmis sosyetik görsellerle yamali tatillesme ve betonlasma kurakligini cöllestiren azmis kudurmusluklarla uc ve boy veren sebeplere dayali sapkinliklarin temelini yaratiklastikca yahut istekleri sendeleyip aksadikca sapkinligina boyut ve derinlik artirmaya dayandigi ve nereye varacagi bastan belli yikimlarla, insaniyla beraber dünyanin son halini cehenneme cevirerek yaratiklastikca doyumsuzlugunu ölüm zulüm cerahatiyle kandirip avutan soysuz murdar yikim.

Savunmanin basamak basamak kirallik mahkemelerinde yukari ünvanlara tirmandikca söhret ve cevre genisleten avukatin ismi Densey`dir. Densey toydur fakat akil fikir beceri kurgu bilgi teknik yol yöntem yetenekerini neredeyse her mahkemede onun etkin yardimi olmadan hic bir davaya asla ve kesinlikle el sürmedigi, uzun zamanlardan beri icki bagimliligi yüzünden dünyasi dagilmis olan deneyimli bilgili Steyer, adeta bilinc bellek yöntem ve yol klavuzu gibidir. Hakkinda neredeyse ölüm karari kesin gibi inanilan vatana ihanet sucuyla savunmasini üstlenip, yalanci sahitlerin kasitli celiskilerini tartisma götürmez gercekligiyle ortaya cikarip, Dr. Mennet`in de tanikligina hic kimsenin aksini ispatlamaya kusku duymadigi ifadesi sonucunu, Steyer`in deneyimli tecrübelerine danisarak zorbela yargilamanin beraatini saglar.

Fransiz ihtilali`nin seceresini tutar gibi, büyük insan yiginlarini baskilanmis cenderelerden önü sonu alnmaz akinti ve yikintilariyla beraber, imtiyazli ve sckinlerin kendilerini asagidaki kul ve kurbanlarin ne yapilirsa kabulü mutlak boyun egmeye mecbur ezilip ölümle kalim arasinda hicbir farki olmayan sefalete yoksulluga gömülü tabutlu cesetler gibi sürünmeye mahkum edildikleri; ve her seyi icerde biriktirdikce günden güne katlanilmaz cehennemin patayip püskürmeye götüren besleyip kiskirtan bütün neden ve sebepleriyle, olaylar silsilesini, sosyal siyasal devinimini ve olusum gelisim evrelerini anlatir Iki Sehrin Hikayesi`inde Charles Dickens.

Dr Mennet `in Lucie isminde güzeller güzeli bir kizi vardir. Fransiz`dirlar. Ingiltere`yi kendilerine siginak secmeden evvel, Fransa`da ünü dört biryana yayilmis her care icin bas vurulan Doktorluk meslegini icra ederken Dr. Mennet, baskasiyla evlenme gününe yakin yoksul bir kiza alistigi üzere günlük keyfini doyurmak icin civarin toprak agasi ve sarayli dalkavuklarindan biri ve ayni zamanda Darnay`in amcasinin oglu olan Markie , tecavüz gecesinde kizin aile yakinlarindan ölü ve yaralilarin bakimi icin cagrildigi tanikligi saraya yazip bildirecegi anlasilinca apar topar evi basilarak karisini ve cocugunu ardinda birakan ünlü BASTiLL zindanlarinin ölümden baska hickimsenin kapisini calmadigi hücresinde yillar yili delirerek cürümeye kapatilir. Doktor burada git gide cildirip yiten aklini hepten yitirmemek icin tahta ayakkabilar yontarak; ve bir masa bir sandalya bir ottan dösekten baska ocagi bacasi hic yanip tütmeyen külleri orasini burasini yaralayarak kanina karistirip yirtik burusuk kagitlara – olur da belki bir gün sorgulanir diye Marki soylulari hakkinda suc duyurusunda bulunarak yazisina son veren- günlügünü yazip ocagin dibindeki oynak taslardan birinin altina saklamakla gecen zindan hayatini dinc ve diri tutmaya calisir.

Aradan yillar yillar gectikten sonra karisi zindanda gecen tutukluluk yillari sirasinda ölmüs kendi de siradan cümle kurmalari dahi dengeleyip yorup kuramayacak kadar bitkin yilgin bezgin ve bunak bir insan hurdasidir. Korku nöbetleriyle kendini tahta ayakkabilar yaparak ancak zar zor; her ne verilirse yiyen, ne buyrulursa yapan, ne denilirse onaylayan karmakarisikligin disarda oldugu halde artik kalici hücre hayatiyla geceyi gün etmektedir.

Subat / 22