1821’de Paris'de doğdu. Mutsuz bir çocukluk geçirdi. Babası 1827'de öldü. 1839'da okuduğu okuldan disiplinsizlik yüzünden atıldı. Hukuk öğrenimi görmeye zorlanan Baudelaire, buna başkaldırarak Quartier Latin'de bohem bir hayatı seçti. Burada Frengiye yakalandı. 20 Yaşında Hindistan'a gitmek üzere yola çıktı. 1842’de Fransa’ya döndü. Sonradan metresi olan Jeanne Duval ile tanıştı. Babasının mirasını aldı ancak bu parayı hesapsızca harcadığı için ailesi miras hakkını geri aldı.
1846'dan sonra Kötülük Çiçekleri kitabına girecek şiirlerini yazm ...
Sık sık, eğlenmek için, acımasız tayfalar
Yakalar kanadından bu deniz kuşlarını,
Ürkütücü sularda gemileri izleyen
Yolcuların yıllardır dost arkadaşlarını.
Gökten inen tasasız, bu utangaç krallar
Hatıralar annesi,
sevgililer sultanı,
Ey beni şadeden yar,
ey tapındığım kadın.
Sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
Deniz aynandır senin, kendini seyredersin
Bakarken, akıp giden dalgaların ardından.
Sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.
Haz duyarsın sulardaki aksine dalmaktan;
Yatağımız olacak ,hafif kokuyla dolu,
Divanımız olacak ,bir mezar gibi derin;
Bizim için açılmış, en güzel iklimlerin
O garip çiçekleri süsleyecek konsolu.
Son sıcaklıklarını sarfederek hovarda,
Sanki bin yaşındayım, o kadar hatıram var.
Gözleri bilançolar, manzumeler, ilamlar,
Romanslar, sevgi talan mektuplar, makbuzlara
Sarılı gür saçlara dolu bir büyük masa,
Saklamaz daha çok sır üzüntülü kafamdan,
Bu bir ehram, bir mahzen, öylesine kocaman,
Söyle, Anlaşılmaz adam, kimi seversin en çok, ananı mı, babanı mı bacını mı, yoksa kardeşini mi?
“Ne anam, ne de babam var, ne bacım, ne de kardeşim.”
“Dostlarını mı? ”
“Anlamına bugüne kadar yabancı kaldığım bir söz kullandınız.”
“Yurdunu mu? ”
“Hangi enlemdedir bilmem.”
Ey hüzünlü ruhum.
İhtiyar budala.
Kanının kanatlarında hırçın bir kıvılcım yanardı,
Umudun mahmuzu yavaşça dokunsa şaha kalkardın.
Ey şimdi her adımda derin derin soluyan hasta
İşe yaramaz beygir
Yavrum, sevgilim, sen
Tadını bir bilsen
Orada yaşamanın birlikte!
Keyfince sevmenin
Ölünceye değin
O sana benzeyen ülkede!
Acılı ruh, didinmeye düşkün eskiden,
Umut, ki mahmuzu can katardı çabana,
Artık sürücün olmaz! Utançsız yatsana
Kocamış at, her engele takılıp giden.
Katlan, yürek; ağır uykuna dal şimdiden.
Seven kadının o garip bakışı var ya,
Sere serpe yıkansın diye güzelliği
Dalgalı ayın titrek göle gönderdiği
Beyaz ışın gibi bize doğru kayar ya;
Bir kumarbazın sonuncu para kesesi;
Siir Tanricalarini dize getirir ancak bir Melez!
Insandan olma, Tanrica'dan dogma
Dize Tanrisi Charles!
Dogdugun cografyanin gorup gorecegi en manyak sairsin!
HAYRAN OLDUĞUM ŞAİR -FELSEFİK ANLATIMI DUYGU VE DÜŞÜNCELERİ-BENİM TARZIMI ŞEKİLLENDİRDİ-ŞİİR YAZANLARA SAYGI-SELAM