Henüz 1.dünya savaşının kanayan yaralarını saramazken,
Bu kez de önce İngiliz’ler sonrada Fransızların işgaline maruz kalmıştır bu topraklar.
O sırada Türk ulusu çok yorgundu özellikle hem silahsızlardı hem de gençlerini cephede bırakmışlardı.
İşte bu ortamda önce İngilizler sonra'da Fransızlar Çukurova ya girmişlerdi.
Bu topraklara girdiklerinde karşılarında duracak öyle düzenli bir ordu'da yoktu silahsız savunmasız bir Ceyhan vardı fakat işgalciler bir noktayı göz ardı etmişlerdi Türk ulusunun kadınının erkeğinin yaşlısının ve bıyığının yeni terlemiş gençlerinin yüreğinde o coşkulu vatan sevgisini unutmuşlardı.
İskenderun körfezinden Türk topraklarına ayak basan İngiliz’ler Ceyhan Adana istikametine geceli gündüzlü ilerleyerek,
Önce Ceyhan’ı işgal ettiler ama İngilizler Ceyhan'da fazla kalmadılar.
İki üç ay gibi kısa bir süreden sonra 1919.ekiminde aralarında Fransızlarla anlaşarak petrolün kalesi olan Musul’a göz dikerek Çukurova’ya da hayal ettikleri bir ermeni devletinin kurulmasını isteyen Fransızlara bırakarak çekilmişlerdir karargahları ise şimdiki Sakarya ilkokulunun yeridir Sakarya ilkokuluyla itfaiye arasında bulunan tüm evlerin ticaretle uğraşan Ermenilere ait olmasıdır.Kadirliden Kazım Bozdoğanın anlatımlarına göre,o zamanlar
Kendisi küçükmüş Endel köyünde babası Kerimoğlu Hacı Bozdoğan,
Bozdoğan aşiretinin çete reisi’dir.Bozdoğan çeteleri ile Ceritler’in çete reisi olan Ceyhanbekirli köyünden Hacıömer ve Hürü çiftinden 1898 yılında doğan.1956 yılının nisan ayında hakkın rahmetine kavuşan cesareti dillere destan merhum Mehmet Ali Cerit dir.2003. temmuz ayında Osmaniye’nin Zorkun yaylasında,elma gölünden İsmet Güleçyüzün oğlu Hakkı Güleçyüz ile büyüklerin konuşmalarına şahit olduğumuz ve dedelerimizin arkadaşı olduğunu öğrendiğimiz ak saçlı ve yüz yaşın üstünde olduğunu söylediğinde pür dikkat kesildiğimiz bu zat,İnceyer köyünden Ahmet koyuncudan başkası değildi.Sözlerine tane tane,çocuklar diye başladı,ceyhanbekirli köyünden Mehmet Ali Cerit bizim çete reisimizdi,yine sizin köyünüzden,Hacıismail oğlu Ahmet Polat ve Ali Karakaya vardı.Bunlar çok mert insanlardı…yine çok cesur biri olan ve mecidiye köyünde oturan mağaralı Musa vardı bizim bağlı olduğumuz Kuva-yı Milliye'de.Çete reisi olduğu için dedenize bir emir geldi.Fransızlar deniz yoluyla İskenderun körfezine inecek ve tren yoluyla Ceyhan istikametine gelecekler,ne yaparsanız yapın o treni durdurun diye.Bunun üzerine çete reisi Mehmet Ali Cerit tüm çeteleri topladı ve Mercin ırmağına vardık,ırmak çok taşmıştı,fakat bizi hiçbir şey durduramazdı ve durduramadı da.Taşkın suya karşı yüzdük ve karşı yamaca geçtik.Veysiye köyünden geçen teren yolunun raylarını söktük rayları da köylerimize getirdik.Daha sonra tüm çetelerle Mercinde birleşip,vatan savunmasına geçtik Mercin ırmağı bir cehennemdi artık.Mühimmatlarımızı Mercin deki eski bir değirmende birleştirip,hendekler açarak kendimize siper yaptık.Mercin harbinde Fransızların kumandanı olan Arakir de o yaylım ateşinin altında öldürülmüştür.6 ocak geldiğinde de Ceyhan düşman ordularından tamamen kurtulmuştur.Savaştan neçe sonra Ankara’dan yurt geneline Mustafa Kemalin gönderdiği bir heyet gelmiştir bu heyettekiler,savaştaki gazi olanları belirleyip bir teşekkür edip madalyalarını takmak ve maaşa bağlamak içindir.Ceyhanbekirli köyüne gelen heyeti çok iyi karşılayan o onurlu insan Kuva-yı Milliye’nin cesur çete reisliğini yapmış olduğu halde de mütevaziliğini orda da koruyabilen,gelen heyete madalya için savaşmadım,ben gazilere bağlayacağınız o maaş içinde savaşmadım diyebilen,(İstiklal madalyasını alan çete reisleri o dönemler mebus olabiliyorlardı) ben gerçek bir vatanseverim,bizim malımızda çok mülkümüz de çok bu dediklerinizi kabul etmiyorum diyerek,Mustafa Kemalin heyetini kibarca gönderebilen kahraman bir adamın torunu olmaktan gurur duyduğum için bunları kaleme almak zorunda kaldım.Sebebi ise Kuva-yı Milliye'de dedem Mehmet Ali Cerit’in hiç adının geçmemesi,onun kemiklerinin sızlaması demektir bu da benim kanıma dokunduğu içindir.
08-02-2012
Yaşar CeritKayıt Tarihi : 8.2.2011 12:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)