Kor ateşlere düştüm ah vefalı dost,
Adın, içimdeki derin bir sızı şimdi,
Bir kor ateş ki ah, yüreğimi acıtan,
İç çektikçe ismin ile dağlanan...
Tenim nefesini,
Tarif edilmez duygular içindeyim
Giden olup gidiyorum
Gelen olup susuyorum
Ardıma bakmadan
Geri gelemiyorum
Güneşin doğduğu yerdeyim
Arayışların bittiği gökkuşağı çizgisinde
Pamuk bulutların içinde
Gökyüzünün üstündeyim
Ellerim üşümüyor ki
Başı olan bir yola çıktım
Sonsuz bir yola…
Yarı yolda sensiz kaldım
Dermanım ayaklarıma…
Seni ışık yapmıştım yollarıma,
Seni taç yapmıştım başıma,
Fazla mı geldi
Gülümseyen sesimin tonu
Dudağımdaki gülücüğün resmi
Çıkıp gittiniz aniden
Yok oldunuz sislerin içinde
Anlamak istiyorum her şeyi
Öyle bir sessizlik var ki
Kopartıyor tüm çiçeklerimi,
Dalımdaki renkleri susuyorum…
Sararıyorum, çünkü kopmaktan korkuyorum,
Hadi coşalım!
Arsız bir tayın üzerinde,
Oklar fırlatalım,
Güneşin merkezine!
Coşar da taşarsa bu ceylan,
Dağları delerse oklar,
Teslim olmak mıydı hayat
Tombalacının siyah torbasından çıkan
Kırmızı renkli bir paket sigaraya
Kaçıp gitmekti belki de
Tavşanın çektiği niyetin izine
Seni özlüyorum,
Düşünüyorum bir yolda yürürken bakışlarını
Gözlerin olup bakmak istiyorum etrafa
Sözlerin olup akmak istiyorum
Uzak diyarlardan koşarak kollarına
Sen, hazan tadındaki akşamüstü kahvem mesela
Tatlı bir sohbetin en bölünmüş noktası
Sen, sanki uzaklarda ruhumun suflörü
Sahnemin baş oyuncusu
Kelimelerin geç ulaştı buralara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!