Önce bütün ışıkları söndürdüm bir bir
Dokunmamalıydı gözlerime hiçbir ışık
Karanlık olmalıydı
Gecenin ninni kıvamındaki sesinde bulmalıydım
Beni çağıran sesini
Senden gayrı bir şey olmamalıydı gözlerime değen
Bilmediğim bir şehirdeyim,
Bilmediğim bir adreste…
Okuduğum bir şiirin mısraları dilimde,
Ezberlediğim hatta…
Koskoca bir ömür gibi sanki
Gün gibi kızılca kıyamet aşkın
Sökerken beni pas tutmuş diyarlardan
Almadığım kokundur ellerime yapışan
Yaprak yaprak topladığım hani
Kulağımdaki ninni misali
Gölgeler kaplı ufuk,
Sisler sırıtıyor karşımda,
Sana ait bir mırıltı kulaklarımda,
Sen ki olmadık bir sızı,
Duyulmamış bir ezgi…
Şimdi benden tüm verdiklerini geri istiyorsun...
Elinin tersi ile itiyorsun beni karanlıklara,
Unuttun mu dinmeyen hüznüm
Tanrıya şükrettiğin günleri?
Unuttun mu kanayan yaram,
Gözlerimizin buluştuğu anlarda
Yağmursam,
Külçe külçe yağmışsam ellere,
Islatmışsam el pençe gövdeleri,
Senin iklimindendir,
Böyle sert poyrazlarla esip
Fırtınalara gebe kükreyişim.
Bir ses olsaydım şimdi,
Boşluğa yayılsaydı tüm zerrelerim,
Sana ' GÖKYÜZÜM' yudum yudum sızsaydım...
Öyle şiddetli bir ses olsaydım ki
Tüm bulutlara şekil verebilseydim,
Adını yazsaydım önce harf harf,
Biz ki neleri atlatmadık,
Kardan sular içtik, güneşe sıvandık,
Suyu süzüp de, gülüşe kandık,
Doya doya ayaza yandık…
Şimdi gelse ne olur bir vicdansız karşımıza?
Yağmursan
İklimini arayan bir buluta yazgılı
Ve geçiyorsan göğümden
Yükünü kuraklığıma bırakarak
Biliyorsun
Ne ben gelebilirim seninle
Nasıl garip bir heyecandı
Arkasından bakakaldığım
Sonra
Düşünüp kendimle hesaplaştığım
Kalkanlarım
Nasıl da iyi yapıyordu işini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!