Çocukça düşleri biraktım, diken batan ayakkabılarımın ökçelerinde.
Mihengi kaçmış hayat öykülerinin sarı yaprakları arasında unutulmaya yüz tutmuş öykünmeler.
Tüm renklerden arınmış ruhum.
Sadece siyah beyaz her şey.
Hayat belirtisi sıfırlanmış esrarengiz bir yer.
Bir fanusun içine sıkışmış umutlar.
Çırpındıkça çarpıyorum başımı fanusun cam zındanına.
Kibirli gözlerin rahatsiz edici bakışlarında özlüyorum güneşi.
Güzel anılar kervanı geçiyor yanımdan o an, güzel anılar paketi atıyorlar bana.
O anılarda güneş ışığı ve sevginin sıcaklığı var.
Bir de kaybolduğum anları koymuşlar içine, uçsuz bucaksız bir buğday tarlasında.
Umudun yitiminde bir kertenkelenin yol gösterdiğini hatırlıyorum.
O an gülümsüyorum, geciken mutluluğun rüzgârını ardıma alarak.
Çocukluktan kalan ne varsa dökülüyor gözlerimden yaş olarak.
Yarım kalan ne varsa bende tamamlıyor kendini
Düşler aleminin tozlu sokaklarında alıyorum çemberi elime, başlıyorum çevirmeye.
Çocukluğun yalınayak dikenli yollarında.
Gidiyor gidiyorum, güneşin ufkuna doğru.
Akşamın ezanında hatırlıyorum evin yolunu.
O an babamın sert bakışları ilişiyor gözlerime.
Kulağımda bir sızı duyuyorum okşar gibi.
Çekilen kulağımın kırmızısı hala öylece duruyor.
Sığınıyorum dedemin şefkatli kollarına.
Hıçkırıklar içinde başımı okşayan elin sefkatinde uyuyorum.
Cevirdiğim çemberin yorgun mutluluğunda.
Kayıt Tarihi : 27.3.2023 02:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!