Çevre mi? Ekoloji mi? Tartışması Ve Bir ...

İlgili tartışma konusu; fazlaca derin düşünemeyen bazı akademisyenlerin ağırlarına gitmiş olacak ki;

EKOSES sitesinde tartışma bölümünde yayınlanan bazı makaleler sonrasında, çeşitli akademisyenlerden elektronik postalar aldım. Akademisyenlik, düşündüğünü yazıya dökebilme ve sonrasında yayınlatabilme becerisi ve mücadelesini gerektirir. EKOSES yönetiminin, bu açıdan, suya yazı yazma hat sanatının sevimli simalarından olan bir kesim akademisyenlerimizin de hislerine tercüman olacağına inancım tamdır.

Tartışma Sonrası;

'Zaten! Ekolojinin özdeşi, çevrebilim değildi.' diyenlerin eğer niyetleri, samimi ve de yapılan mücadeleyi 'hafife al(dır) ma' gibi yeni bir polemik arayışına yönelik, 'psikolojik harekat ' emellerinden kaynaklanmıyor ise;

Kendilerine şu soruyu sormak isterim.

'Daha önce aklınız neredeydi? ' Kaldı ki, Zaten! 'Çevrebilim' diye tekil bir bilim dalı olmadığını da T.D.K kararı ile henüz daha yeni öğrenmişken! .....

En son durum; 1. 2005 yılında T.DK.kararı ile 'çevrebilim' kelimesi üniversitelerden görüş alınarak türkçe sözlükten çıkartılmıştır. Sözlüğe ilk kez 'ekolojist' 'ekolojizm'gibi iki kelime tanımlamalarıyla beraber girmiştir. İlgili tartışma kosnusu, T.B.M.M genel kurulun gündemine girmiştir.

2.Birçok üniversitenin fakültelerinde 'çevrebilim' adlı ders, programdan çıkartılmıştır. İlk öğretim müfradatındaki ders kitaplarından cıkartılma kararı alınmıştır.

3.Yaklaşık 6. Baskısını yapan 'çevrebilim'adlı kitabın yazarı Prof.dr. Ruşen Keleş büyük bir olgunluk göstererek kitabının içeriğini değiştirmese bile kapağını revize ederek 'çevre politikası' başlığında tekrar yayınlamıştır.(tarih; haziran 2005)

4.Geriye yapılacak tek şey kalıyor; Ekolojiyi, ekoloji olarak anlatmak. Bu iki farklı kulvarın farkındalığını bilinçsel olarak hazmeden savaşcı akdemisyenlerin çoğalması ve dogmatizm çemperini kıracak bilimsel üretimde bulunmalarıdır.Verilen üç senelik aralıksız mücadelenin; bir tanım farklılığını aşan, düşünsel bir devrimin anahtarı olduğu gerçeğini, akademisyenlerimiz ve Türk aydınları, işte ozaman anlayacaklardır.! !