Ulu bir ceviz ağacının,
Kırılmış dalı gibi,
Doruklarda kalmışsın.
duruşun bir alamet,
düşecek olsan kıyamet.
Bir mevsim boyu;
olgunlaşan meyveler,
Rabbim takdir edip,
elbet yenecekler.
Hey ceviz...
koparma bağlarını alemi Huda'dan
düşersen eğer Dalı'ndan,
Alamayız seni,
sincaplar ve kargalardan.
Hey ceviz ağacı...
Seninde mevsimin değişir,
Pırıldayan yaprakların savrulur,
Renklerin Güneş ateşinde kavrulur.
Belki bahara bile ulaşamazsın.
Gövdenle birlikte odun olursun;
Bir sofinin eline,
Beyaz duvaklı geline,
sandık bile olamazsın.
Gıcır,gıcır oturmazlar üstüne.
Bir kutsal mekana,
rahle bile yapmazlar.
Sonunda; yakar kül ederler seni.
Oysaki;
Sen güneşe açılsan,
Ayla kucaklaşıp,
Yıldızla barışsan,
Gönlünü bir sevdaya kul etsen,
Gelsen bir sarayda taht olsan,
Ulu çınarlara baht olsan,
Ben cenneti,
Cennetler kucaklasa seni.
06,04,2013-Ataşehir
Kayıt Tarihi : 12.9.2019 01:52:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hasan Arpaci](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/09/12/ceviz-agaci-42.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!