Ecel acı şerbettir, isteyerek içilmez
O şerbeti içmeden öte yana geçilmez
Sevsen de sevmesen de o şerbeti içersin
Kuş uykusuna benzeyen bir uykuya geçersin.
Bir gün gelir uyanır, gözlerini açarsın
Her kim Allah emrinin tersin yapar
Mahşer günü onu öcüler kapar
Cehennem denen yere tıkarlar onu
İşte, düşünülecek en mühim konu
A’dan Z’ye bir eser, içinde her şey bulunsun
Bu eseri okumakla mutlu, mesut olunsun
Bunu okuyan insan ne sararsın ne solsun
Şeytan onları kıskanıp saçın-başın yolsun.
Sanki Cennetten gelmiş, Bursa’yı mekân bilmiş.
Onun ile insanlar kederini de silmiş.
Cennetin güzelliğini Bursa’ya sunmuş,
Görenlerin notu hep on üzeri onmuş.
Eskiden volkanmış, ara-sıra seslenmiş.
Eşref-i mahlukatsın, bu ne biçim insanlık
Mühür senin elinde, dünya neden karanlık
Sen dünyada var iken, olmamalı viranlık
Nerde kötülük varsa hep onlara hayranlık
Allahına küserek, şeytanlarla yaranlık,
Gözlerin Allah aşkınla yaşlanmadıkça,
En büyük düşmanın nefsin, uslanmadıkça,
Mizan terazisinde aklanmadıkça,
Cennette makamını garanti deme
Helal lokmalar ile beslenmedikçe,
Genç ile ihtiyarın bir olur mu hülyası,
Yaşlı olan insanın, kararmıştır dünyası,
Biri sonuna gelmiş, biri yolun başında,
Biri onyedisinde, biri seksen yaşında.
Gencin aklı havada, yaşlınınki yerdedir,
Bize beyaz kol lazım, istemem karakolu,
İnsanlara öğretin siz önce doğru yolu,
İnsanlar bilmez ise Allah ne kadar ulu
Onun için oynarlar elbette gulu gulu
Allah korkusu yoksa polis işe yaramaz,
Hayat lastik misali, hem uzundur hem kısa,
Kıymet sana değildir, senin verdiğin pasa,
Adın Musa olsa da, elinde yok ki asa,
Bakma güç kuvvetine, sen de olursun posa.
Azrail dolaşıyor, elinde keskin kosa,
Kapalı durma açıl, etrafına ışık saç
Öyle ışık saçasın, başlara olasın taç
Olmak ya da olmamak, ortası yok!
Kaybetmeye gelmez, hayat öyle bir maç.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!