gcenin en sessiz anında
yüreğimdeki haykırışalrın
uzaklardan yansımasını
penceremden esen rüzgarla gönderbilirmisin
yoksa usta tarif et bana
içimdeki hasretin vuslatı ne yana düşer…
Kalemim kırık,beynimin dili tutulmuş,yüreğim zemheriyi yaşarken, mecnun misali leylamın serabını görüyorum...
Üşüdüğümü biliyorsun neden gözlerin kapalı,o can alıcı bakışlarla hiçmi ısınmam izin yok.
Bak sevgili ben gözlerimi kapattım hayalinle ısınıyorum.
Dünyam karanlık,umutlarım fecr-i atiye meftunken,
Sıyrıl gel ey cana can katan canan,
Bir sonbaharın kerahat vaktinde Van Gölünün kadim dostlardan miras kalan akdamarın ardından görünen beyazlara bürünmüş nazlı Sübahan gibi,
İdamlara götürülürken başı dik,onurunu yarına taşıyan PirSulatana atılan utanç taşları arasında çaresizlikten atılan tarihe mal olmuş yaralayıcı bir gül gibi,
Bir bebeğin gülümseyişindeki masumuyet tadında yitik bir ülkeyi değil, aşkla örülecek yeni bir ülkeyi kurmak için bir devrimci gibi,
Aşkın süründüğü,sevginin sürgünlere gönderildiği,vefasızlığın kol gezdiği,insanlığın haraç mezat satıldığı utanç pazarlarında yüreğime doğru yol alan eli hançerli bir dost gibi,
Dünyanın ağzı salyalı hakimgüç ve yalkaları yarasalarca kan gölüne döndürüldüğü bu günde şerefin timsali Selahaddin gibi,
Her şeyin ama herşeyin tarih adını alıp geride kaldığı bu analam kargaşasında anlamını yitirmeyen tarihe esir olmayan aşk gibi
Sıyrıl gel ey cana can katan canan
Gel gidelim özgürce yeni bir ülkeyi aşkla,umutla örmek için,
Düşkaçkınlığı yaptığım uykusuz gecelerimde,
Şehri kuşatan hüznün umutlarıma ayaz düşürdüğü bir anda en aydınlık sabahım olarak.
Hasretimin müjdecisi bir cemre ol,
Önce düş yürğime erit buzlarımı,
Sonra düş geceme aydınlat karanlıklarımı,
Sonra düş düşüme uyandır beni güneş ülkesinin bir bahar sabahında.
Hasretlerinizin vuslata dönüştüğü, güzel günler dileği ile
Hoşça ve dostça kalın…
Kayıt Tarihi : 18.10.2008 01:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

namık cem
TÜM YORUMLAR (1)