bütün camlar patlayıverir birden, söner masandaki mum ışığı
bir fırtına dolar ki içeri, ne nerden estiğini bilirsin ne de adını
başlar dünyanın karartma saatleri, iki kişilik, iki ışık sahnede
ama bütün replikler aynı sesten çıkar ve iki kişi duyar sadece
hani sen simsiyah üstünde siyah bir nokta gibi intihar yalnızlığındaydın ve ben
en ağırlaştırılmış zehirleri emiyordum, tanımadığım bir meleğin memelerinden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
90 adet yorum 90 adet yürek demiş diyeceğini bana okuyup özümsemek düştü ,teşekkürlerimle hocam sağolasın
Ne söylesen soru,ne kadar sussan cevap...
Tebbrikler Cevat Bey.
tam puanlı cevaplar yakışır bu şiire..saygılar sayın Çeştepe..
aşk-ayrılık-ölüm
bu üçüde birbiriyle o kadar ilişkili ve birbirlerin içine o kadar girmiş kavramlar ki.
ama ben en çok da yanıtı aşk olan kısmı sevdim naçizane :)
haa yanlış anlaşılmaya diğer bölümleri de sevdim elbett aksi ne haddime c.i :)
Sus kaldım yine ama siz susmayın sevgili şair öyle güzel bir yürek ki Allah uzun ve sağlıklı bir ömür versin. Çok anlamlıydı yine alıp götürdü beni hayal aleminden gerçeğe. Seviyorum yürek kaleminizi...
Sevgili Üstad, kendinize yakışanı yapmışsınız yine, kutlarım. +10 değil 11 olsa verilir ki verdim. Yüreğine sağlık. Bir de müziklendirebilirseniz harika olacak...
Demeli ki birilerine, 'senin İsviçre' lerde açtırdığın gizli hesaplardaki kara paraların, böyle bir şiirin yaptığını yapabilir mi?'
Demeli ki, 'çağdaş demokrasi dediğin öğrenciye copsa, büber gazıysa, zam , zulüm, işkence ise; öğrenime engel YÖK, başında YOK/BOKsa, bu nasıl çağdaş demokrasi?'
Demeli ki,' artık it, uğursuz, soysuz, işbirlikçi, hain, dönek, çanak yalayıcı ve kemikı sıyırıcılar ne yaparlarsa yapsınlar, kime ne zarar verirlerse versinler; onlardan hesap sorulamayacakmış, o zararlar yine halkın cebinden/hazineden karşılanacak; o deyyusun yaptkları yanınına kar kalacakmış; yeni verdiğiniz yasa tasarısı kesinleşirse' öyle mi?
Demeli ki, 'MEHMET METİNER denen ve AKP' de şapka kapmak için her şeyi yapabilecek görüntüsü veren, .... sıyırıcılar olduktan sonra yürü be AKKOÇUM kim tutar seni'...
Sevgiler, saygılar, selamlar.
sormuyorum...
aldım bütün cevapları..
hayatla aşlkla ilişkin ne varsa..
kelebeğin yeniden kozaya dönüşüdür, asma yaprağında ilmek-ilmek örülmek
ve aynanın ön yüzünde bırakmaktır acıları, sırlar dünyasına sırlarla gizlenmek
yani sislerin içinde kayboluvermesiydi, üzerine ne şiirler yazılacak ufuk çizgisi
o gün çocuklar gibi şaşkın ve korkak, dönüp bakmıştın ya gözümün içine hani
artık hiç bir şey yazılamazmış gibi.
adına sen ne desen de, işte bunun adı ölümdür canımın içi...
İz bırakan bir şiirdi.
Kutlarım.
Saygılarımla.
Günaydın Kaptan ...
Acı ama gerçek der gibiydi soruların yanıtları ..
Hüzünüydü ...Kaptanın yüreğinin seyir defteriden dökülenler ...
Aslında bildik cevaplardır ..
şıkları yoktur abcd ve diğer şıkları ..
Aksi de kendimizi kandırmak olur .. hele ki ölüm dendi ise ayrılığın adına ..
düşünüyorsun da hanngisi daha acı verir
Aşk mı
ayrılık mı ..
hepten yok olma
ölüm mü ...
hani diğerlerine iyi dilekler iyimser sesler vs vs .. eklersinde ..
ölüme ne denir... nasıl bu sorunun cevabı yüreeğin yüksek teşhisinde ...ayrılığın bu kez ki cevabı ölüm olursa ..
ya da kurtaramadık olursa ...
camlar patlar, perdeler uçar, içeriye sessizce bir fırtına dolar
soğuk ellerden yanmaz, yeniden yakılmaya çalışılan mumlar
sahnenin son oyuncusu üstüne düşen, en son ışıkta sönünce
replikler aynı sesten çıkar ama, bir kişi bunu duymaz sadece
..
hele ki şiirin içinde ölüm sözleri bu şiirsell sözlerle cevaplandırıyorsa ..
.. kutluyorum ..
yine özgün yine yürekten
ama bu kez nedense canımın içii diyorsun ya ..
ölümün nefesi üşütmüş o sesi... dolayısıyla da dizeleri ..
ona canımın içi derken ...
göçden sonra duymuş mudur ki ..
.. ayrılığın diğer adı ölüm diyorlar ...
şiir de yaslı bir şiiir ...
gidene belki yok olana .. belki aniden gidene.. belki ardında cevaplanmamış bir dolu soruyla .. .
belki bir daha dönüşü olmayan bir yolcuya yazılmış gibi ..
en az gerçek gibi ölüm kokusu var şiirin son bölümünde ..
büyük emek verilmiş ...
muhteşem bir sanatsal şölendi
ama duygusal anlamda hüzün damladı yüreğime ..
ne biliyimalışmışım ya .. mutlu sonla ya da iyi dileklerle biten şiirlerine .. ondandır ..
ama yürek işçiliğine her zaman ki gibi puanım en yükseğidir ..
hele ki bunun şiirsel sunusu ..
kutluyorum ..
....
aslında harfler ne kadar uyuyor dimi
bir iki harfin yön değiştirmesi
o kelimeyi değiştirebiliyor
edebiyat derken
ebediyet
...
sevgiler
yüreğin emeğin susmasın Kaptan ..
devamını diliyorum .
Ayrılık ve ölüm ikiside birbirinden acı.Harika anlatımınızla çok güzel açıklamışsınız.Kutluyor, saygılarımı sunuyorum.Şükrü Topallar
Bu şiir ile ilgili 83 tane yorum bulunmakta