*Her gece olduğu gibi dün de
bir yarısında uyandım
her gece olduğu gibi dün de
ilk önce pencereye gittim
yıldızlara baktım
her gece olduğu gibi dün de
gözler kavgada ağlar gibi görünürler
her yangınında yalnızlık tutkusu vardır
her damlası söndürür onu
içinde dünden kalan bir mavilik varsa
gökyüzünde kalmıştır,
bir akıntı varsa ırmakta...
Her şey yaşanır
belkiler de bir gün
sonra anlamsızlık çöker
düşlerime
yalnızlığım karışır aklıma
bensiz kalanları özlemeye koyulur,
güneş gözlü kız düşlerken sevdanın masalını
gözlerden uzakta
teninden sen uzakta
bir yağmur damlası düşerse yanağına
aşkın bilinmezliğinde arasın kahramanını...
varsa yoksa dengin
dengin ile kendin
söğüt dalından koparılmış bir parıltıdır
doğarken güneşe baktığın
denize taş attığın
sekerken saydığın yerdir
bir sarmaşıklık var üzerimizde
gözler derinlere kayıyor
hegemonyalar manyadı
dört yanımız iğfal altında
primadonna aryasına başladı
susuyoruz
başak tarlasında bir taneciktim
börtü mü böcek mi ne yedi beni
sonra bir kurbağanın karnından çıkmışım
araba mı ezmiş ne
sonra bir leş kargasının gagasında
bir yılan midesinde
kaldırınca kaldırımlar
ve pusudaysa gece lambaları
yalnızsa küçük oğlan
ve adını bilmiyorsa anasının
sıcak tarlasıda ırgatıysa ağasının
neylesin diyarbakır...
doğmamış bir günün ardından sonuna kadar suya
batacak kadar güneşe
ve yanacak kadar ateşe
ihtiyacı var bensizliğin
senki yalnız geçen günlere sitem et benim için
belki gerek kalmaz o zaman dünyaya
Doğusunda kızıllığın yalnızlığına, batısında yıldızın karanlığına bir de hayatın masal olmadığını anlatırsan çocuğa sevmeyi de öğrenir, gülmeyi de...
Denizlerin üşüyen tenine, ırmakların gürüldeyen sesine bir de sevişmekten alı koymazsan kendini kadına ağlamak da özgürleşir, dostluk da...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!