Çıktım ağaç dallarına
Düştüm ülkemin yollarına
Tencere tava, hep aynı hava
Gezelim, diyor yaşlısı genci
Gezelim, diyor emeklisi, emekçisi
Bize her yer Gezi, her yer direniş
Güzel bir bahar akşamı
Voltamı atıyorum
Sirkeci garındayım
Kafam hafiften kıyak
Öylesine takılıyorum
Ne kadar hassas,
Narin ve kırılgansın!
Korkarım ne yapsam üzüleceksin.
Bunca yıl biz seni anlayamadık.
Belki sen de bizi anlayamayacaksın.
Acımak bu işin en kolay yolu,
Ne de çabuk geçmiş yıllar
Anlamadan
Dinlemeden
Gençliğimi yaşamadım
Şöyle bir oh diyemeden
Evden işe
Böyle de şiir olur mu deme
Sen de bir şey beğenmiyorsun
Nerede öyle Şam’ın şekeri
Kız evde
Çocuk derste
Bu zıkkım da
Bizim ellerimizde değil,
Çok ince hesaplar var;
Niye getirsinler ki barışı,
Boşuna mı bu silahlar? ..
Sözüm ona çalışmalar:
Konferanslar, konferanslar…
Aşkın da kendince kanunu vardır
Madde bir
Bent iki
Zor konulardır
Zor
İki arada
Hakkım helâl değil size
Hep kolayı seçtiniz.
Ne zaman biraz zorlansanız
Her sınavda kopya çektiniz.
Oysa yaşamın kendisi bir sınavdı.
Akşam oldu, Güneş battı Eminem;
Perdeleri, yavaş yavaş sal gayrı.
Garip kuşlar gibi kaldım yuvasız,
Tut elimden, içeriye al gayrı.
Zindan olmuş sokaklarda yalnızım;
Havadan bir kuş geçti
Hey
Hey dedim kuşa
Ağzında nükleer bir mektup
Gülüyordu insanlığa
Sizler derin bir uykuda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!