* Çeşm-i Yar ve Bülbülün Gözyaşı

ÇEŞM-İ YAR ve BÜLBÜLÜN GÖZYAŞI
#fatma doğan Sırtlandım yükümü bu mevsim, Çeşm-i Yar
En hantalından, senin gibi en naif damlaya değin,
Yüreğime gelincik tarlalarının kızıl tohumlarını sepeledim, serpebildiğim kadar.
Ayağımın altında ise günahkar zakkumların, utançtan yüzü kızarmış külçe nefsi .
Zıvanadan çıkmış tövbekar kündekariler bekleşir benim iflah olmaz yanımın yanı başında.
Mihraba dönük günebakanlar misali, minber altında, tokmaklı ahşap oymalı tövbe kapılarında
Avuçlarımızda iç içe geçmiş geometrik gözyaşları biriktiririz kızıl denizin çatından ayrıldığı yerde
Bazen bir piramitte Yusuf’un avucuna düşer Yakub’un kanlı gözyaşı,
Bazen bir yıldız ağlar gönüllü ,beş vakit hilalin çehresinde,
Bazen de beş köşeli kündekar kendi kendini yontar, sekiz ayar adam olana kadar gözyaşının tuzunu.
Sırtlandım yükümü bu mevsim, çeşmi yar.
en hantalından, senin gibi en naif damlasına kadar.
/
Sırtlandım yükümü günümün son demimde, Çeşm-i Yar!
En azılı suçlusundan, senin gibi en masumuna kadar ,
Akşamın kızıllığına serdim serseri yanımın yeni yetme tüm kabahatlarını.
Ayağımın altında pişmanlıktan kavrulurken, çakır renkli dikenler, fitnenin ayrık otları.
Gök gözlerine ne ulu çınarlar diktim yarım asrı deviren ama yine de aşkına direnen.
Kalbindeki camdan vazoya dizdim en güzel gülleri
Çeşmi bülbülün mavisine deli gibi sevdalı.
Bazen bir sürahide biriktirdim alnımın terini, bazen bülbül gözlü bir ibrikte,
Bazen de masmavi okyanuslara döktüm boncuk boncuk parlayana kadar gözyaşımın tuzunu.
Sırtlandım yükümü günümün son deminde, Çeşm-i Yar!
En azılı suçlusundan, senin gibi en masumuna kadar,
(FATMA DOĞAN 02.03.2025/TURHAL)