Gönül bu, ne laf dinler ne de haya.
Büyüne kapıldım ey Çeşm-i Derya.
Gerçek olabilir mi bu yüce kudret?
Yürüdüğün yerde gül bitiyor, hayret!
Akıl erdiremedim, bu ne keramet?
beklenmedik bir fırtınaydı gelişin...
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını
Devamını Oku
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını
Bu şiirde, şairin sevgiliye olan hayranlığı ve onun büyüleyici güzelliği üzerine bir ifade vardır. Şair, sevgilinin etkisinden ve onun varlığından bahsederken, birçok dile getirilemez sırrın ve büyülü bir kudretin varlığından bahseder.
Şair, sevgilinin varlığının gerçek olup olamayacağına şaşkınlıkla yaklaşır. Sevgilinin yürüdüğü yerde çiçeklerin bile açtığına dikkat çeker ve bunun ne kadar şaşırtıcı bir olay olduğunu ifade eder.
Aklının bu durumu anlamaya yetmediğini belirten şair, sevgilinin ayağının altında cennetin olabileceğini düşünür. Sevgilinin varlığının olağanüstü bir güç olduğunu ve ona ait olan her şeyin mucizevi bir şekilde gerçekleştiğini ima eder.
Şair, sevgilinin dilinin büyüleyici ve etkileyici olduğunu ifade eder. Onun sözleri ve sesiyle bülbülleri bile kıskandıracak bir şarkı söylediğini belirtir. Sevgilinin varlığıyla dolu olan şairin kalbinde, bir görüş olarak adlandırdığı bir ışık bulunduğunu ve sevgilinin yanaklarının gül bahçesi gibi olduğunu dile getirir.
Bu şiirde, şairin sevgilinin varlığına duyduğu hayranlık ve aşkın yüceliği üzerine bir ifade bulunmaktadır. Şair, sevgilinin etkisini büyüleyici bir dil ve benzetmelerle anlatırken, onun varlığının kendisini nasıl bir hayranlık ve hayret içinde bıraktığını ifade eder.
Mahmut Burak Aslantaş hocama çok teşekkür ederim. Selamlarımı iletirim.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta