Uzatıp saçaklardan sivri dişlerini
zehir zemberek bir zemheri
ipini koparmış itler gibi
saldırır açık kalmış kapılardan
patır patır dökülür donuk yıldızlar
ay gök sofrasında bir tabak buz
2
Ve gökyüzünü
unuttu diye maviliğini dumanlar arasında
ve bulutları, o paçavralar içindeki sığıntıları
tutuşturacağım en son aşkımla,
Devamını Oku
Ve gökyüzünü
unuttu diye maviliğini dumanlar arasında
ve bulutları, o paçavralar içindeki sığıntıları
tutuşturacağım en son aşkımla,
Muhteşem, altına başka bir şey eklenmeyecek kadar güzel bir paylaşım. Sizi ve değerli kaleminizi kutluyorum.10 + ANT. Saygı ve sevgi ile kalın.
Hikmet YURDAER
Kırsal kesimde ,helede kış günü yaşamadaki hüznü dağıtan mutlu esintileri soluklayan gönüllerin
beraberliklerinin acı-tatlı anlarının yaşayışını doğasal teşbihlerle süsleyen dizelerin anılarımızı depreştirip duygulandıran yaşanmışlığın akıcı şiirini tebrik ederim.Esen kalınız.Erdoğan Vural
mükemmel. günün şiiri buraya getidi beni tasvirler bir harika. kutlarım saygılar.
Şahane
Behruz Dijurian
Şairin 'Kaknus' adlı kitabını sanırım 1994 yılında okumuştum.. Hele de ilk kez bu kitapta öğrendiğim şu 'kaknus efsanesi' ta o zamandan büyülemişti beni.. Kitapta en beğendiklerimden biri de bu işte; 'Çerkes'in kahvede bir kış gecesi'.. Şiir, mekanla öyle kaynaşmış ki, okurken buram buram demli çay ve nargile kokusu geliyor sanki; ve o insanlar hep tanıdık; hatta biz de o kahvedeyiz..O denli samimi yazılabilmiş..
Saygılar..
çerkes'in Kahvede Bir kış Gecesi
Uzatıp saçaklardan sivri dişlerini
zehir zemberek bir zemheri
ipini koparmış itler gibi
saldırır açık kalmış kapılardan
patır patır dökülür donuk yıldızlar
ay gök sofrasında bir tabak buz
Ortada nar gibi kızarmış ördek soba
çerkes emmi'den evvela
sıcacık bir 'buyrunuz'
çaylar mı? tavşan kanı, şâhâne
çerkes'in bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne
Ha tepede sallanan kırk mumluk ampul
ha duvarda isli bir gaz lambası
farkedilmez sedirin yağlıkara muşambası
masanın bacakları çarpıksa ne gam
varsın endam aynaları
çevirsin suratları cin çarpmışa
çerkes emmi çıkarıp gümüş tabakayı
kalın bir cigara sarsın yeter
tütün değil tütün altın mübarek
cigara cigara değil yaprak sarması
ve okkalı bir fincan orta kahve
yahut tavşan kanı çay ooh keyf kekâ
koy o parayı cebine be hey divâne
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne
Ah o kırmızı kuşaklı bardaklar
kuşaklarda 'hoşgeldiniz'
ocakta sıra sıra çaydanlıklar
kimi çin işidir kimi capon
çerkes zevk sahibi patron
dilli mi dilli
dizi dizi nargileler
marpuçları allı yeşilli
ve yukarda gülümseyen adnan menderes
'kahpe felek sana nettim neyledim'
ulan recep yenir miydi bu nane
çerkes'in bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne
Yatsıyı kıldı mı damlarlar birer birer
ince kar kuşanmış eski adamlar
evvela buzlu selamlar
çözülür aynalarda 'aleykümselam'
halhatır sorulur hoşbeş edilir
derken lakırdılar dumanaltı
aşık hulusi'yi gördü ya aşık helâli
bir acayiptir hâli
haydi helâli dokun sazın tellerine
gidelim yâr illerine
suspus olmuş helâli
gözleri duvardaki levhada
'ah minel aşkı ve hâlâtihî'
Ve pattadak düşer iri yarı bir nükte
geçer hulusi'nin eline helâlinin yuları
sinsi sinsi güler bir hin oğlu hin
kahkahalar yükselirken, köşesinde
keyif tazeleyen müslüm efendinin
arada kaynar nargile fokurtuları
gitgide koyulaşır muhabbet
çerkesin üstüste çaylarıyla
ve sonra mapusane gediklisi
üç beş adam doğramış
kasabın oğlu bıçakkesmez hulusi
aşık hulusi
ayaklarında yumurta topuk kundura
kalın kara bıyıklarını bura bura
bir köroğlu tutturur tane tane
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne
Hulusi, canın çıksın e mi
sen köroğlu kırat dedin
bitti tepemizde bu kör beygir
aklına turp sıktığı şaban ağa
dilinde çoktan eskittiğ yeni küfürler
yüklenir kapıya körkütük sarhoş
ört kapıyı lan godoş
burası meyhane mi
rakı şarap ne gezer burası kıraathane
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne
Açar bayramlık ağzını şaban ağa
sessizlik yalın kılıç dolaşır
aynalar ayna değil iri birer kulak
müslüm efendi ya sabır çeker
kaşgöz oynatır çerkes emmi
acans geldi sami
çek radyonon kulağını
Bir köşede sami elinde kör kerpeten
hababam tepeler kelle şekerleri
nerde o eski tiryakiler
kıtlama çay içen mi kalmış tek tük
gönül ahbab ister kahve bahane
çerkesin bir kahvesi var
altı kaval üstü şeşâne
Uzatıp saçaklardan sivri dişlerini
zehir zemberek bir zemheri
ipini koparmış itler gibi
saldırır açık kalmış kapılardan
'Kaknus'
Beşir Ayvazoğlu
Kahve içmek bahane.Saygılar...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta