“cennet, cennet dedikleri…”
gözlerini gözlerime bırakıp, öyle bir kalkışın var ki masadan
yüreğimin her köşesine gidip-geliyorsun, arkana bakmadan.
oysa gece boyu bütün demlerini, sevişir gibi yudumladığımız
tadı güneşten de sıcak sabah çayının,
hemen sonrasındayız…
huri saçı gibi salınan duman, hala tüterken boş bardaklardan
ellerini ellerime bağlayıp, öyle uzaklaşman var ki yanımdan…
/sanki gitmiyor da, baharlarımı gömüyorsun dünyamın uçurumuna…
(böyle olmuyor ama ya olursa diyorum
yutkunamıyorum, korkum boğazıma kırk düğüm atmış..,
yutkunamıyorum)
*
“ölürsem, o günden önce yani…”
hürriyet tepesine tırmanırken, dilimde bütün zafer marşları
birden sırtımın orta yerine girer, tank mermisi gibi bir sancı.
oysa bileğimdeki her zincir, birer karanfil açmıştı ellerimde
ve zafer en masum çocuk uçurtmasıydı,
göz bebeklerimde…
hürriyet tepesine doğru çıkarken, devşirme rüzgarlara karşı
ne ölüm düşüyordu aklıma ne de yarı yolda kalmanın ayıbı…
/belki ölmek değil de bu, kendi hayal anıtımı dikmekti uçurumlara…
(böyle olmadı ama ya olsaydı diyorum
bekleyemiyorum solmak için baharımda açacak çiçekleri..,
bekleyemiyorum)
*
“bir kıvılcım düşer önce”
ve sonra, tuvaldeki atlarım tökezlemeye başlar hep birden
bütün dizeler, intihar yolculuklarına firar eder şiirlerimden.
oysa yolum dolu dizgin, dağlardan aşıp denizlere doğruydu
ve yazdığım bütün şiirler baştan sona,
yalnız seninle doluydu…
bir ihtar mektubunun postalanmasıdır bu, uçurum derininden
sıçrayıp uyanmalar yapar, gülümseyerek görülen düşlerden…
/hal işte böyle sevgilim, bağlayabiliyorsan eğer güneşe bağla ikimizi…
(fallar bunu söylemez, ben söylüyorum
iyi biliyorum ki sevgilim korku, her cennette bir uçurum..,
çok korkuyorum)
Kayıt Tarihi : 17.2.2014 08:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"Bu şiir antoloji yönetimi tarafından 27.02.2014 tarihinde günün şiiri seçilmiştir." korku; sevdaya ve hürriyete dair yaratılan, yaşanılan ya da hayal edilen her cennet içinde dipsiz bir uçurumdur…
![Cevat Çeştepe](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/02/17/cennetin-ucurumlari.jpg)
Kimimiz hala nereye gittiğimizi bilmiyorduk, Kızkalesi’ne geldiğimizde otobüsler dağyoluna saptı, bir süre sonra da herkes indirildi yürümeye başladık. Genel Müdürümüz önde bizler arkasında ikili üçlü sıralar halinde epey yürüdükten sonra menzile ulaştık.
Arkadaşlarımı bilmem ama benim ayağımdaki ayakkabıda topuk kalmamış şık mı şık bir spor ayakkabısına dönmüştü. Meğer gezmeye gittiğimiz yer Cennet-Cehennemmiş. Önceden epey anlatılmıştı Cennetin ne denli güzel bir yer ise, Cehennemin de o kadar korkunç bir yer olduğunu ama temsili de olsa canımız kabuğumuzdayken görmek güzeldi elbette.
Arkadaşlardan cesaret timsali olanlar antik merdivenlerden koşar adım inmeye başladılar ama ne olduysa yarı yolda geri dönmüşler, görünmeyen bir gücün kendilerini Cehennemin Dibine atacağı ve oradan bir daha çıkamayacakları korkusuna kapıldılar belli ki. İnerken koşar adım gidenler yarı yoldan döndükleri halde bet beniz mum gibi ecel terleri dökerek dönmüşlerdi yeryüzüne..
Bense ayaklarımı bir hafta boyunca kucağımda taşımak zorunda kalmıştım, çünkü su toplamıştı tabanlarım.... :)
Burada kısaca bu obruklar hakkında da kısaca bilgi verelim, merak edenler daha geniş bilgiye internet aramalarında Cennet-Cehennem obruğu yazıp ulaşabilirler.
Cennet Çöküğü
Bir yeraltı deresinin yolaçtığı kimyasal erozyonla tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş büyük bir çukurdur. Elips biçimindeki ağız kısmı çapları 250 m ve 110 m olup derinliği 70 metredir. Çökük tabanının güney ucunda 200 m uzunluğunda ve en derin noktası 135 m olan büyük bir mağara girişi ve bu mağaranın ağzında küçük bir kilise vardır.
Kilisenin giriş kapısı üzerindeki 4 satırlık kitabede, bu kilisenin V. yüzyılda Paulus adında dindar bir kişi tarafından Meryem Ana'ya ithafen yaptırılmış olduğu yazılmaktadır. Cennet çöküğünün içine her biri oldukça geniş 452 basamaklı taş bir merdivenle inilir. Kiliseye 300. basamakta varılır. Kiliseden sonraki mağaranın bitim noktasında mitolojik bir yeraltı deresinin sesi duyulur.
Cehennem Çukuru
Cennet çöküğünün 75 m. kuzeyindeki Cehennem çukuru da Cennet çöküğü gibi oluşmuştur. Ağız çember çapları 50 m ve 75 m, derinliği 128 metredir. Kenarları içbükey olduğu için içerisine inmek mümkün olmamaktadır.
Mitolojiye göre;
Zeus, alevler kusan yüz başlı ejderha Typhon'u buradaki bir kavgada yendikten sonra, onu Etna Yanardağı'nın altına sonsuza dek kapatmadan önce bir süre Cehennem çukurunda hapsetmiştir.
Aslına bakarsanız, cennet de cehennem de insanın bakış açısıyla başlar, yani yaşama nasıl baktığıyla ve beklentileriyle paraleldir.
Şiirdeki öyküleme yer yer somut örneklerle pekiştirilirken, soyut hissedişlere çok zarif geçişler yapılmıştır. Kim ne anlamak ve almak isterse tekmili birden muhteşem bir paylaşımdı.
Teşekkür ediyor saygılar sunuyorum Sayın Cevat ÇEŞTEPE.
----------
Böylesi şiirler okunmalı, gün-ay ve yılın şiirleri olmalı ki, gerçekten şiire gönül verenler örnek alsın, dersler çıkarsın ve kendilerini geliştirsinler.
Sanırım insan kendisini tüm fesat ve hasetlerden soyutladığı zaman böylesi güzel, böylesi anlamlı ve okuma şansını yakalayan herkesin üstünde hemfikir olduğu eserler ortaya koyabiliyor.
Sayın ÇEŞTEPE'nin Antolojide kayıtlı-aktif olan 823 şiirinin büyük çoğunluğunu okudum, tek bir şiirinde kişisel serzenişine rastlamadım.
TÜM YORUMLAR (123)