Orhan Akdağ, Hannover / Garbsen - Almanya
28 Ağustos 2010 (Hicri 18 Ramazan 1431) Cumartesi saat 20.40 sıralarında 18 yaşında Almanya / Hannover- Garbsen’de Hakk’ın rahmetine kavuşan Kırşehirli Muhterem Osman Çetin’in Ağbeyimin torunu Muhterem Kardeşim Adem Çetin’in oğlu şehidimiz Hüseyin Çetin için ; CENNETE YOLCULUK
28 Ağustos 2010 Cumartesi
Bir ateş ki yasa gark etti herkesi
Hüseyin sevilen bir gençti camiamızda
Her şey oldu bitti bir anda
İftardan kısa bir süre önce
Şeker hastası olan baba
‘’Yavrum git evimizden
İlaçlarımı al gel’’ der
Bu imanlı ve itaatkâr evlad
Hemen alır o küçük arabayı
Gâyesi yerine getirmektir
Babasının yaptığı ricâyı
Araba küçüktür yolsa yağmurlu
Rica eden baba ise imanlı nurlu
Böyle bir babanın arzusunu
Hiç yerine getirmemek olurmu?
Bir yıldırım gibi hemen yola koyulur
On dakika sonra evlerinde olur
Çabucak ifâ eder ikindi namazını
Yeni elbiselerini giyer alır abdestini
‘’Anne, babamın ilaçlarını ver
Zira babam câmide beni bekler
Hemen yetişeyim iftar olmadan
Hava yağmurlu, yol belki kaygan
Babamın ilaçlarını
Hemen ona götüreyim
İnşa-Allâh İftar açılmadan
Ona bunları yetiştireyim’’
Ortalık kararıyordu
Vakit çok da daraldı
İftarın açılmasına
Çok kısa bir zaman vardı
Daha evden çıkar çıkmaz
Araba hızlanır dinlemez onu
Zira takdir-i ilâhi-dir ki bilinmez
Demek ki gelmiş ömrün sonu
80 metre lambadan sonra
Araba kayar girer ormana
Durur çarparak bir ağaca
Kim karşı gelebilir ilâhi fermana
Bu faciayı gören yolcular
Hemen yardıma koşarlar
Zor bela çıkarırlar arabadan
Yara almıştır hemde kafadan
Baba ise câmide sabırla
İftara Hüseyin’i beklemektedir
İçerisinden ‘’neden gecikti acaba’’?
Diye de telâşe etmektedir
Komşu Taksici görür kazayı
Fakat bir ihtimal veremez
Ne kadar ısrar etse de
Polisler kazayı göstermez
Gelir câmiye durumu anlatır
Der ki ‘’Yolda bir kaza vardır
Göremedim, polis kapatmış yolu
İnşa-Allâh hayırdır sonu’’
Tam da câmide iftar açacaklarken
Bir acı haberki yayıldı erken
Hemen baba telefona sarıldı
Biricik oğlu Hüseyin’ini aradı
Telefon çalıyordu fakat nâfile
Bir ses bir cevap alamıyordu
‘’Allâh Allâh hayırdır inşa-Allâh
Kaza yapmış olmasın’’ diyordu
Ateş düşmüştü bir kere
Bütün iftara davetlilere
Baba yüreğine bir kan damladı
Kalkıp birden kaza yerine vardı
Baba yüreğidir dayanamaz
Ambülans ise acı acı çağırır
Gördüğüne kendisi de inanamaz
‘’Aman Hüseyinim’’ der bağırır
Âcil hastahaneye gider ana baba
Bir ümid ‘’Yaşıyormudur ki acaba’’?
Bir iki saat merakla beklenilir
Acı haber kendilerine iletilir
Her tarafa bu acı haber derken
Bir yangın misali tez yayıldı
Ağzı oruçlu Rabbine giderken
Babasında sabır ve metânet vardı
Zira daha ambülans da iken
Emaneti teslim etmiştir
Şehidliğin şiarlarındandır
Son nefesinde ‘’Allâh’’ demiştir
Demekki imanlı insanlar
Ancak böyle olurmuş
Allâh Allâh diye atan kalb
Saat 20.40 sıralarında durmuş
Daha acılı haber alınır alınmaz
Olmuştu Mü’minler bir insan seli
Mahşeri bir kalabalıktı ki inanılmaz
Ne kadar da çokmuş sevenleri
İslam âlimleri şehidleri
Şöyle târif ederler
İmanlı, abdestli ve oruçlu
Olarak Rabbine giderler
Bir de imanlı ve ihlâslı,
Bir babanın emrinde olmak
İşte böyle evlâda da
Şehidlik yaraşır ancak
İnşa-Allâh cennette
Bizleri beklemektedir
Mü’min kullarına Allâh
‘’Bana imanla gelin’’ demektedir.
Hüseyin çok mütevâzi
Çok efendi çok itaatkârdı
Demek ki ömrün sonunda
Böyle bir takdir-i ilâh-i vardı
İşte bu ilâhi fermanı
Bilirse insanoğlu eğer
İnşa-Allâh katında Rabbimin
Bulacaktır yüksek değer
İnsanoğlu işte bir var bir yok
Bizlerde bunlardan ibret alalım
İmânlı gitmek için yaratanımıza
Hayır Dua ile yalvaralım
Demeyelim ‘’Cennetlik yerim’’
Bilir ancak Zül Celâli Kerim
Yaratandan ötürü muhakkak
Tüm yaratılmışları sevelim
Düşünelim derin derin
Yüce Allâh buyuruyor ki
‘’Müslüman olarak bana
Emânetimi geri verin’’
Bu Hüseyin kardeşimizde
İnşa-Allâh zuhur etmiştir
İnanıyoruz ki Hakk’ın huzuruna
Şehid olarak gitmiştir.
İnsanlar vardır çoğu zaman
Bilmeyerek haddini aşıyor
Kimi yaşarken ölmüş
Kimi de ölmüş yaşıyor
İşte Hüseyin kardeşimiz de
Ölüpde yaşayanlardan
İnşa-Allâh Rabbimiz
Râzı olmuştur ondan
Bizlerde ileriyi düşünerek
Aman ha kalb kırmayalım
Rabbimizin huzuruna
Ter temiz olarak varalım
Bu Camia böyle nice
İmanlı gençler yetiştirdi
Allâh için İslâmi terbiyeyi
Böyle gençlere verdi
Hz. Hüseyin gibi yaşı
Daha çok genç idi
İşte böyle uğurladık
Bir mücâhid şehidi
Gözümüzden Allâh için
İplik iplik yaşlar akıttın
Arkanda seni seven
Nice dostlarını bıraktın
Osman ve Adem kardeşlerim
Üzüldük bizler de derinden
Gidenler memnun demek ki
Dönmüyorlar seferinden
Allâh siz gibi sâdık kullarını
Böyle olaylarla dener
‘’Bakalım bu kullarım
Sabredeceklermi’’? der
Kuran’ı Kerim der ki;
Şu ilâhi emrime muhakkak uyun
Ölüleriniz için deyın haydi
‘’İnnâ lillâh ve innâ ileyhi Raciûn’’
Allâh’ım bizlere böyle bir acı
Gösterme neolur bir daha
Şehid Hüseyinimizin ruhuna
Hep beraber okuyalım Fâtihâ
Orhan Akdağ
Hannover / Garbsen 19.09.2010
İnternet.:orhanakdag.de
e.Mail.. [email protected]
Kayıt Tarihi : 28.9.2010 21:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Orhan Akdağ](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/09/28/cennete-yolculuk-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!