nisan yağmurları yağar vuslat kokan cennet sabahına
secdeler kaç yüz defa gözyaşlarıyla ıslanır
ve sonra çözülen her göğün karşısında buzlar gibi
sel olup çağlar başını taştan taşa vurup
yine ılık rüzgarlar eser ikindi vakitleri
öylece kalakalır encamı mahşeri havanın
gökkuşağın son kızılına son vurulan mühür
kim bilir kaç evvelin yağmuru
arzular dalgalanır gecenin tam ortasında
bir lütuf hoplatır yürekleri adeta
kutsi sevinçler salınır ayla yıldızlar arasına
ta uzaklardan bir nefes iner seher yeline
gözyaşlarına siner faslı bahar
cennet mevsimleri yaşatır
acıların yekunu toprak kadar değerli
daha yüklü yaşanır miras kalan her çile
ana kucağından mahşer ötesine
umutla, umutsuzluğun yüz yüze birleştiği
en büyük muammanın kördüğümü çözülür
vakitsiz aşk sarhoşu teselli arar şehrin bulvarları
tutkuların bedenleri siyah tül ile örtülür
kaybolur mecrasından çıkmış saatler
ağlaşır ıssız caddelerde vizesiz yürek yangınları
kaldırımlarda ki yağmurlar ateşin zebunu
uzun bir yolculuğun içine doğru bir keşif bilinciyle yürürler
yolculuk dehlizlere değil aşkın deryasına doğru
girdabında hangi hayaller kurulur hangi rüyalar görülür
ezeli gamın elinde bir o kadar karanlık
ümitlerden çağlar duygu çağlayanı sonsuza dek
adeta köpürür ezeli sevdalar
büyülü muhteşemlikler efsunlu ırmak içinde
başlar müştak zamanların yeni bir masalı
sevda ateşlerinin yandığı yeni bir şafağa değin
her saniye azılı ejderhanın nefesiyle yok olur
yeni bir fecir doğar ecel vakti
heyhat soğuklara aldırmadan ayaza tutulmadan
beyaz benekli yağmurlar
bir beldenin en kuytu noktasında uyurlar mışıl mışıl
yağmurlar yağar aheste hüzzam vakitlerinden
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 20.1.2018 00:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!