ne hayellerimiz vardı bizim
yaşam'ın tüketmesine karşı duracaktık
beyaz bir gemi gelecekti,
uzaklardan(ikimize)
alıp götürecekti,
marmara adasına,ikimizi
karanlık çökünce her yana
yalnızlık ve sessizlik dolar
acımasız bir bulut gibi
odamın her tarafına,
kalbimdeki karanlık nokta gibi
ağır ağır sislerin ardından,
Caddeler zifiri karanlık
herkes söndürmüş ışıklarını
mezarlık sessizliğinde sokaklarda
ürkek adımlar atıyorum bilinmezlere
gidecek bir yerim yok gibi
avare avre dolaşıyorum
Güneş çoktan terketti yerini
ufukta beliren birkaç yıldıza
sanki ay bile küsmüştü
göstermiyordu gülen yüzünü
apansız bir karanlık var şimdi
birde benle ağlayan yağmur
dışarda yağmur yağıyor
çatıda tıkır tıkır damlaların sesi
soğuk bir sonbahar gecesi
yağmurun şırıltısı ninni gibi
buğulu camların ötesinde damlalar
damlalar bir durup bir zıplayarak
yetişmiyor ne kolum ne boyum,
sadece seyrediyorum...
duyarsız duyarlı her vatandaş gibi,
bazen içim yanıyor sizin gibi,
bazen gözyaşına boğuluyorum,
duyarlı duyarsız her vatandaş gibi..
umutsuzluk umudu hapseder,
aç karınların gurultusunda,
bir parça ekmek yenir soğanla,
bu yıkılmışların dünyasında..
sabahları birkaç küflü zeytinle,
yaş yetmiş
iş bitmiş derler,
kahveci Rıza amcaya
desinler desinlerde
haline gülmesinler,
aha, yaş otuzbeş
dündü maaş günü,
çuval dolusu paracıklar
vallah sığmadı ceplerime,
mülayim bir gülümsemeyle,
yola çıktım,evime...
kahveci rıza kesti önümü
boynunda kravatın
ayağında rugan
ayakkabıların
küçük,büyük herkes
görünce endamını,
neden ayaklanır...
' BİRAZ VEFASIZLIK ETTİĞİMİN FARKINDAYIM.
UMARIM İLERKİ GÜNLERDE, TELAFİ İMKANI OLUR..'
' Olması gerek, zira arkadaşlığın, dostluğun ve o güzel
dizelerinin yüreğimdeki yeri istisna.'/ selamlarımla/n.a/